Hepimizin restaurantlardaki genel derdi garsona kendimizi hemen gosteremeyiz en azindan bir iki kol havaya kalktiktan sonra gorurler . Bugun dusumdumde neden ucaklaradaki hostesler icin kullanilan butonlardan masalarda yok . Masalara cok şık masanin estetigini bozmayacak sekilde buton konulabilir , masalar daki gelen sinyallarin kontrol altinda oldugu bir odada bir iki personel surekli bunu takip edecek ve sinyal aldigi masaya bakan garsona haber verecek , garsonlarinda kulaklarinda telsizleri olacaktir .
Bu sartlar altinda kimse havalara ziplama geregini duymayacak , ozellikle tatil koyleri ve Beachler icin super olur diyorum .
Sizde bu fikri benimsedinizmi , cokmu sanayi geldi ?
9 Aralık 2012 Pazar
Blog icin garsonlara nasil en hizli ulasabiliriz
Dertlesirken.
Hani bazen birisine cok sinirlenirsiniz ve o sinirlendiginiz kisi hakkindaki tum olumsuz konusmalari ortak tanidiginiza anlatirsiniz .
O ortak tanidiklar varya ahhhh ne numaracidirlar , seni dinler sana hak verir , oburunu dinler oburune hak verir , birde bu arada hak verirken ustune ustelik birde onun hakkinda ileri geri konusurki amac tahrik etsin ortalik iyice alev alsin, ortak tanidikta heyecanlansin .
Sonrada hergun arar ne oldu haber varmi sanki dizi filim gibi birde devami oldumu diye sorar . İnsanoglu nedense hep iyi giden seylerden pek heyecanlanmiyor , onun icindirki tum senaryolar genelde aci uzerine kurulmustur , tatli olan hicbir sey reyting yapmiyor , ya aci olacak ya saglam komedi olacak ki komedilerde de mutlaka bir aci taraf yinede oluyor .
Demekki bizde kime kizdiysak ortak tanidiga anlatmaktansa hic ortaklik olmayan kel Alaka birine anlatmaliyiz . Amac konusup konusup rahatlamaksa al iste boylede rahatlayabilirsin .
Ben artik boyle yapiyorum
Bende kendimi uyanik zannedenlerden
İnsan bazen cok zeki cok akilli bazende cok aptal olabiliyormu , hani o aptallik aninada basiretim baglandimi deniliyor ?
Benimde aptallik animmi yoksa basiret baglanma durumlarimi ne bu blog yazilari yazarken ha bire dedimki simdilik kimligimi saklicam , bu isin saklamasi maklamasi yokmus , ben her nekadar yazilarimda adimi yazmadiysam hakkimda pek fazla bilgi vermediysemde benim adimi soyadimi bilipte googla tiklayan direk bloglarimada ulasiyor .sirket adimi bilip girende bunlara ulasiyor , eeee ben istedigim kadar adimi yazmayayim :)) megerse ben su ana kadar kendi kendime saklambac oynamisim .
Madem boyle o zaman bende kendimi iyice anlatayim bari
Ben maalesef tekstil konfeksiyon bayan erkek uretim yapan hemde lux dunya markalarina uretim yapan bir sirketin sahibiyim , maalesef diyorum zira bataklikta gul yetistirmeye calisiyorum yillarca
Bunun ne demek oldugunu anlatayim ; dunya markalari mesela ; balanciaga , prada, dior, mc queen, Ysl vs vs bunlar yuksek adet model yapmazlar , yapsalardi zaten Marka olamazlardi .
Bu ve bunlar gibi markalara uretim yaparken basima neler gelir ?
- genel tedarikciler benimle calismak istemezler derlerki bu kadinla calismayin hic bir sey begenmez , benimle calisirken hic hevesli olmazlar derlerki amannn sanki bir kumastan 1000 kilomu aliyorki ( herkes zara, h&m , mango , top shop gibi adetli musteri ister)
( bu yazilarda elbette istisnalar kaideyi bozmaz zaten durum boyle olmasaydi bugune kadar ayakta durmam zor olurdu )
-Benim sirketimde calisacak personel zor bulurum zira bu kadar yuksek kaliteye hizmet edebilmek icin tum calisanlar cok sorumluluk sahibi ve ciddi calismalidirlar . Her ne kadar sosyal haklar iyi olsada calisanlarin buyuk bolumu rahatligi paraya tercih ediyor , uc kurus asagi alayim ama oyle basimda devamli beni kontrol eden amir mamir olmasin , cep telefonum elimin altinda olsun , sik sik wc ye gideyim gibi vs vs
Bu anlattiklarim yurt ici manzaralardan sadece bir iki ornek ( hepsini yazmaya kalksam sabah olur )
Birde bunun yurt disi manzarasi var
Musteriler cok mutlu
Peki bu memnuniyeti nasil sagliyorum
Gunde 12 saat isimin basinda kosturarak sagliyorum .
Ben herseye ragmen mutluyum
" Made in Turkey " etiketini Parisin en Lux caddelrinde En Zengin alicilara gosteriyorum .
Gecenlerde Bloomberde cok unlu bir sanayici konusuyor diyorki " Turkiyenin katma degeri yuksek mal yapmasi lazim İtalya ile yarismasi lazim , biz bu ureticileri destekliyoruz "
Ekranin karsisinda birden dilimi yutacaktim ,Yelizin sarkisi gibi Yalannnnnnn diye isyan ediverdim zira ayni sahis bundan 3 sene evvel benim suratima bakmadi bana sattiklari kumaslarina reklamasyon yaptim diye fabrikalarinda bana ambargo koydular. Araya tanidiklar koydumsada nafile onlarin gozunde hem az kumas alir hemde cok kaprisli biriyim .
Gsd uye oldum belki bu sorunlara cozum buluruz diye , Cem Negrin beyden randevu talep etmistim henuz cevap gelmedi .
Simdi anladinizmi bataklikta nasil gul yetisiyor ? Hangi zorluklarla hangi mucadeleler ile . Bazen aksamlari bazen ucakta nerde bos vakit yakalarsam iki satir yaziyorum bunlar beni rahatlatiyor .
Sema Volkan
2 Kasım 2012 Cuma
Neden hep kavga?
kavgasız birşey olmuyormu , neden hep kavga hep kavga.
bende olmuyor. benim gibi karakterlilerdede olmuyor.
neden olmuyor ?
çünki disiplinliyiz , karşı taraftanda disiplin bekleriz
çünki işimizi sorumlulukla yaparız , karşı taraftanda sorumlulukla yapmalarını bekleriz
çünki işimizi başlangıçtan sonuca kadar takip ederiz , onlarında takip etmesini bekleriz
çünki tez canlıyızdır , onlarında tez canlı olmasını bekleriz ( uyuşuk insanlara tahammül edemeyiz )
daha daha çokkkkkkkkkk şeyler
bunları göremediğimiz bulamadığımız zaman , sesimiz yükselir , karşı taraf birde yavuz hırsız olursa volum de artar , sonunda nemi olur ? tabiiki ben ve benim gibiler almaları gereken sonucu alırlar .
bunun adına toplumda " tuttuğunu koparan " derler .
derlerde bunun yanında birde ben ve benim gibilere " manyak , deli " gibi yaftalar yapıştırırlar .
bizler toplumların hiç bir zaman "hanımefendi " yada " beyefendi " sınıfında olamayız .
bu hanımlar ve beyler bizlere derki " amannnnn sinirlendinde ne oldu , düzeni senmi değiştiricen "
NEYSE ÇOK AÇILDIM YİNE BUGÜN NE OLDUDA ÇOŞTUM HEMEN YAZMAYA OTURDUM ANLATIYORUM ;
çok meşhur bir beyaz eşya markasına ait kullandığım bir eşya arızalandı .
1. gün arıza kaydı verildi 444 lü bir hat .
2. gün servis yoğun gelemedi .
3. gün servis geldi. " yedek parça bozulmuş, değişmesi lazım ,elimizde yedek parça hazırda varmı size fiyatı ile bildiricez " dendi.
4. gün arayan yok.
5. gün devreye girmek zorunda kalıyorum. 444 lü numaralardan muhatap buluyorum. yedek parça ne zaman gelir diye soruyorum. " ben bilmem , gelince göndericez, bekleyin " diyor görevli. dişlerimi sıkıyorum ,aman diyorum sussss kavga etme sinirlenme başlama . benim istediğim cevap şekli : parçanız x x x x günde x x x x saat cıvarında size gelecektir. ücretide x x x budur. hadi saat verme tam gün ver bunada razıyım. peki deyip telefonu kapatıyorum. bu şirkettin bir üst düzeyini bulmam lazım ona ulaşmam lazım , bu iş 444 lü hatlarla olmayacak . nasıl bulucam nasıl ulaşıcam ? genel müdürlüklerini aradım. sekreter soruyor konu ne : şikayet demeye korkuyorum biliyorum 444 diye başlayacak . ne desem ne desem ? bulamadım mecburen söyledim , korktuğum cevap geldi 444 ..... evvela çok rica ettim beni birine bağla diye , nuh diyor peygamber demiyor illede beni 444 cehennemine atacak . uzun uzun anlatamıcam sonunda beni başından atamayacağını anlayınca birine bağladı ( bu mücadele hiç te kolay olmadı ) karşıma çıkan bayan demezmi " sekreterle boşuna tartışmışınız tam doğru yerdesiniz ben size yardımcı olucam " aaa bi yaşıma daha girdim , sekreter bana ısrarla burda kimse yok demiyormuydu .? neyse işim görülsün. derdimi anlattım , sizi arıcam dedi. aradı . yedek parça gün fiyat hepsi alındı .
ben yönetici olarak bugün sabahtan beri 2 saatim bu işle harcandı . yazık gerçekten yazık bu memleketin insanları bu servislerin elinde oyuncak vaziyetteler . diyorumki özel servis çağıralım onlarıda deniyoruz , özel servis çalışanlarının merkez denetimleride yokki. çoluk çocuk eve geliyor sözde bozulan yeri yapacak tam tersi birde bozup gidiyor.
tabii ben düzen değiştiremem ama en azından kendim için olması gerekenleri yaptırıyorum. toplumlarda ben gibiler çoğunlukta olsa düzen kendiliğinden değişir.
ne demişler " ağlamayana meme yok "
29 Ekim 2012 Pazartesi
Yazdan tatil koyu anilarim
Esimin gorevi geregi Antalyada bir Tatil Koyundeyim .
En son 20 sene evvel tatil koyune gitmistim , o gunden beri Butik yasama girdim .
Aman tanrim 1500 kisi .
Toplama kampi gibi , her millet her cins her yas her cesit insan .
Denize giriyorum Cinlilerin havuzu gibi , denizde hic bu kadar cok kafa gormedim , uzaktan sanirsin karpuz kamyonu buraya devrildi , yuzerken herkesin elleri kollari bacaklari carpiyor inanmiyorsunuz abartiyor diyorsunuz hemde eylul 26 . Gununde .
Yok Vallahi hatta bugun biri deniz yatagi ile bana carpti :))
Derken aksam oldu acik bufe kuyruklar kuyruklar kuyruklar ..... amanin hic kuyruk olmayan bir yer buldum arnavut cigeri ( tabiiki agir kizartma ) ve coban salata hemen aldim yedim doydummmm ( canan karatay duymasin arnavut cigeri yedigimi ) dogru odama kactim aldim kitabimi ohhhh dunya varmis .
Yok yok galiba Tatil koyune gelmeninde bir yasi varmis ben onu 20 sene evvel birakmisim
Ha bu arada birsey anladim , masallah bu saatte , etrafa baktimda her rus guzel degilki kim bizim aklimiza soktu ruslarin hepsi acaip guzel diye .
Bizimkiler daha guzeldi :)
En son 20 sene evvel tatil koyune gitmistim , o gunden beri Butik yasama girdim .
Aman tanrim 1500 kisi .
Toplama kampi gibi , her millet her cins her yas her cesit insan .
Denize giriyorum Cinlilerin havuzu gibi , denizde hic bu kadar cok kafa gormedim , uzaktan sanirsin karpuz kamyonu buraya devrildi , yuzerken herkesin elleri kollari bacaklari carpiyor inanmiyorsunuz abartiyor diyorsunuz hemde eylul 26 . Gununde .
Yok Vallahi hatta bugun biri deniz yatagi ile bana carpti :))
Derken aksam oldu acik bufe kuyruklar kuyruklar kuyruklar ..... amanin hic kuyruk olmayan bir yer buldum arnavut cigeri ( tabiiki agir kizartma ) ve coban salata hemen aldim yedim doydummmm ( canan karatay duymasin arnavut cigeri yedigimi ) dogru odama kactim aldim kitabimi ohhhh dunya varmis .
Yok yok galiba Tatil koyune gelmeninde bir yasi varmis ben onu 20 sene evvel birakmisim
Ha bu arada birsey anladim , masallah bu saatte , etrafa baktimda her rus guzel degilki kim bizim aklimiza soktu ruslarin hepsi acaip guzel diye .
Bizimkiler daha guzeldi :)
Tesekkur etmek
Tesekkur cumlesi bence cok kiymetli , minnet duygularini iceren , karsindakini onore eden , soylerken bile soyleyenede , soylenenenede mutluluk veren sihirli cumle .
Bu sihirli cumleyi kullanirken dikkat ediyorum , tipki cok degerli esyami kullanirken dikkat ettigim gibi .
Dogru zamanda ve dogru yerde dogru kisiye kullanmaya calisiyorum
her vazifesi icabi o gorevi yapmak zorunda olan insanlara tesekkur etmiyorum , neden edeyim ? Vazifesini yapiyor .herkes vazifesini yapana tesekkur edince o da vay be ben neymisim diyor bi havalara giriyor . O zamanda sihirli cumle cok yerle bir oluyor , halbuki bu sihirli cumle dogru kisilerde kullanildiginda digerleri arasindada rekabet dogurabilir digerlerde tesekkuru hak etmek icin caba gosterebilir.
HAYVAN HAKLARI KANUNU
bu sabah başbakanımıza yine bayıldım ( aman annem duymasın yine şeker tansiyon hepsi tavan yapar ) hayvanlar ile ilgili bir kanun çıkaracakmış. bazen şüpheleniyorum başbakan yoksa benim bloğu keşfettide ara sıra gözmü atıyor diye ( tabiiki benim hüsnü kurumtum canım ) hayvanlar için demişki ya al evinde bak yada ben bakıcam barınaklara toplucam . bundan daha doğru ne olabilir ?
hayvanı seviyorsan al evine. burda uzun uzun yazmıcam zira bu konu hakkında daha evvel yazım var.
neyse sağolasın başbakanım yine hayırlı bir karar daha verdin. şimdi bu yazıyı okuyupta akp li olmayanlar bana düşman olacak , olanlar beni sevecek , birden ahmet hakan aklıma geldi , diyoki " ne beni yazdım diye sevin nede nefret edin , ben bildiğim doğruları yazarım "
ahmet hakana katılıyorum zaten onuda çok beğeniyorum.
Basarili insanlar
geçenlerde uçaktayken her zamanki gibi bir başarı öyküsü okuyordum steve jobs ,aslında birçok kitabını okumuştum nedense bu kitapta bu sefer daha çok etkilendim.
bence ; başarı, başarılı olmak sadece akademik kariyer ile olacak iş değil. başarılı insanların ortak özellikleri neredeyse tıpatıp aynı , bu özelliklerin karakter olduğunu düşünüyorum , karakterlerinde doğuştan var olduğuna inanıyorum.
kendimi düşündüm kendimi sorguladım , öyle ya kim beni benden daha iyi tanır bilir , hiçkimse.
benim özelliklerim neydi ;
azimliyim
çalışkanım
mücadeleciyim hani tuttuğunu koparır cinstenler vardırya o tanımlama ben işte.
kitlelere konuşma yeteneğine sahibim ,politikacı olsaydım çok başarılı olurdum
mükemmelliyetçi ruhum var ,en büyük rakip yine kendim .
vizyonum geniş
cesurum
hızlı düşünürüm hızlı karar veririm. ( zararınıda görmedim değil ama yinede hız hız hız hayat felsefem )
hızlı çözüm bulurum ( bir yarışma olsa birinci belli )
başarı odaklı çalışırım
sonuç odaklı çalışırım
çok çok çok disiplinliyim
dürüstüm
çok iradeliyim
kendime güvenirim özgüvenim tamdır
zekiyim
işime tutkuluyum
vefakarım
fedakarım
merhametliyim
çok meraklıyım
kararlıyım ( hiç kararsızlık çekmem )
başkalarının aklı ile gitmem sadece kendi aklıma inanır güvenirim , tecrübeli başarılı olmuş insanların fikirlerini dinler son kararı kendim veririm.
iç sezilerim çok çok çok kuvvetlidir ,onların peinden gitmek beni hiç yanıltmadı .
takipçiyimdir , başlangıç noktasından varış noktasına kadar bizzat takip ederim
işime yatırımı esirgemem
organizeyim
araştırmayı yeni şeyleri keşfedip ortaya çıkarmaya bayılırım
ticarette batmanın şans olmadığına inanırım bir yerde bir hata yapılmıştır.
müşterimin koruyucusu olurum fobim onlardan şikayet almaktır.
paylaştıkça mutlu olurum.
en hayran olduğum kitle başarılı insanlar ve onların öyküleri.
dini inançlarım kuvvetlidir.
yazmaya devam edersem daha neler neler çıkarda en belirginler bunlar
bu yazdıklarımın kaçını akademik kariyerle alabilirsiniz ? yada kaçı için kendinizi zorlayıp öyle olucam diyebilirsiniz ?
ben kendimi başarılı bulurum , hep düşünürüm başarılı insanlar çoğaltılsa gelecek daha iyi olmazmı :))
Yeni sektör yaşlılara hizmet
bugünki olay beni çok duygulandırdı .
sabah bankaya gittim. sonradan yaşının 73 olduğunu öğrendiğim asil bir hanımefendi ile tanıştım .asansör kapısında üst kata çıkmayı bekliyordu , asansör geliyor fakat binmiyordu. görevlinin dikkatini çekti " neden binmiyorsunuz " diye sordu
"asansöre tek başıma binemem " dedi.
o anda ben birden kulaklarımı uzattım " al işte bu da benden " dedim.
hemen lafa atladım " hep böylemiydiniz yoksa bir sebepten dolayımı bu fobi oldu " dedim.
" hayır hiç sebep yok , 73 yaşıma kadarda başıma gelen bir asansör macerasıda yok "
derken hanımefendi ile bir sohbete başladıki ,anlayıverdim konuşmaya susamıştı . kocasında 14 çeşit hastalık olduğunu, kullandığı ilaçları bir çırpıda anlatıverdi , konuya nasıl girdi onu bile hatırlamıyorum , herşey o kadar hızlı geliştiki , bir ara " çok güzelsiniz yaşınızıda hiç göstermiyorsunuz ben sizi 60-62 arası zannetmiştim " dedim.
aman tanrim birden gözleri parladı ,elleri ile yanaklarını sıvazladı , kaşlar gerildi kalkti , gözler büyüdü " sahimi söylüyorsunuz " dedi " evet evet çok sahi söylüyorum " dedim.
" birçok kişi aynı şeyi söylüyorda aceba gerçekmi diye soruyorum " dedi. " gerçeğin ta kendisi " dedim.
nihayet birisi geldi asansöre bindi ve beyaz saçlı mavi gözlü kadın üst kata çıkabildi .
ona çocuğunuz varmı diye sordum.
" evet 55 yaşında kızım var . torunumda var ama çok sık göremiyorum , kızım çok yoğun çalışıyor , torunum okuyor "
düşündümde ;
bu hayatın dişli çarkında , on çocuğunuzda olsa yalnızlık birgün yakaya yapışıyor . sistem böyle kurulmuş.
peki ya benim gibi konuşmayı çok sevenler ihtiyarlayınca ne olacak ? derlerki yaşlılıkta çene düşermiş , bu lafın ne anlama geldiğini artık biliyoruz , yukarıdada örneğini anlattım , bu şartlar altında benim yaşlılığımda çene iyice düşecek , belkide beni gören kaçmaya başlayacak " şu ihtiyara yakalanma çok konuşuyor " diyecek . hiç kimse o ihtiyarın konuşmaya çok ihtiyacı olduğuna hak vermeyecek .
buradan aklıma birden yeni bir sektör doğurtmak geldi. ( belkide vardır da ben bilmiyor olabilirim. )
YAŞLILAR İÇİN TUR ( sohbet edilir , gazete kitap okunur , şehir turu yaptırılır , yeni arkadaşlarla tanıştırılır vs vs )
neden olmasın ?
3 Eylül 2012 Pazartesi
OFİS MALZEMELERİ KULLANIMI
benim bu blog birgün birilerinin dikkatine çeksede içinden bazı yararlı bilgileri kullanabilseler , yazılarımda heyecan verici olmayabilirim , uslupta hatalı olabilir
lakin ;
içinde çok doğru bilgiler olduğuna inanıyorum.
geçen gün ne oldu :
çok ünlümü ünlü sosyetik bir hastaneye işim düştü . bankoda sıramı bekliyorum . bankonun arkasındaki görevli fotocopy çekiyor, fotocopy makinasının kapağı açık çekiyor .
bu kapağın açık olması demek :
- makinanın fazla toz almasına sebep olur bu da fazla tozdan dolayı fuser ünitesini bozar bu ünite bozulunca bunu tek olarak satın alamazssın , komple kit olarak alırsın bununda fiyatı 650-700 eu civarıdır .
fotokopyi kullanan bunları bilmiyor. bilmek onun görevi değil. o halde bunu bilen yapsın. her önüne gelen ofis malzemesini kullanmasın. milli zarar .( ben nerdenmi biliyorum ? her işe burnunu sokan patron olduğum için , ne , neden , nerede, niçin soruları hayatımdan hiç çıkmadığı için herşeyi bilirim. o kadar herşeye burnumu sokarımki insanlar şaşırır hepsi aynı şeyi söyler " sana inanamıyoruz bu kadar iş ile nasıl uğraşıp başa çıkıyorsun " bende diyorumki " zevkle uğraşıyorum parayı ben çok zor kazanıyorum yok öyle kolay harcatmak "
hepimiz işyerlerimize sekreter alırız. ilanlarda da yazarız. " ofis malzemelerini kullanmasını bilen sekreter " bildiklerine nereden emin oluruz ? imtihanı varmı ?
tabiiki emin olmayız. 3-5 basit işlemi yapınca biliyor deriz. sonrada her hafta bir ofis malzemesi bozulur , servislere dünyanın paraları ödenir .
ne olmalı ?
- ofis malzemelerinin nasıl kullanıldığını , nelerin zarar verdiğini bilecek .
bunun için evvela ofis malzemelerinin hepsinin kullanma klavuzunu okuyup ders gibi çalışacak , sonra imtihana girecek . başarılı olursa göreve başlayacak . bu imtihanı personel müdürü yapacak .
veee en önemlisi ofis malzemelerini sadece bilen sorumlu sekreter kullanacak , her önüne gelen kullanamayacak .
bu kuralı her işletme uygulasa milli zararda minumuma inecek .
2 Eylül 2012 Pazar
YABANCI HAYRANLIGI
Yurdumuzda yabancı lisanın insanlara ne kadar güven verdiğini biliyormusunuz , biliyorsunuz elbette ama ben yinede iki satır yazıcam .
bu blog işine girince kaptırıyorum , ha bire yazdıkça yazasım geliyor , malzemeler sınırsız vallahi , neyseki bugün pazar iş yok , yarından sonra yine epey yazamam . yabancı lisan Yurdumuzda İnsanlarımıza güven duygusu veriyor diyorum .
Örnekler :
- Kıyafet , ayakkabı vs ..alırken eğer etikette yabancı lisandan isim yazıyorsa o tercih edilir.
- İki doktordan birinden birine Amerikadan geldi denilirse Amerikadan gelene gidilir. daha çok şey biliyordur diye. yada doktor Türkte olabilir önemli olan yurtdışında okuduysa tercih nedenidir.
- Araba , tekne vs yerli yapımlardan çok yabancı yapımlar tercih edilir daha sağlamdır diye .
- Çocuklara alınan herşeyde evvela yabancı markalar tercih edilir , çocuk için doğru yaparlar diye.
- Benim için en komiği ; herhangi bir şirketin patronunu arayın , inglizce yada fransızca farketmez konuşun , direk bağlanırsınız. ( istisnalar kaideyi bozmaz )
Bu örneklerden milyon tane yazarımda artık sıkıldım bu aletin başından kalkmak istiyorum , sabahtan beri hem iş çalıştım hem blog için birşeyler yazdım .
Sonuç şimdi size soruyorum :
Bu güveni bize yabancılarmı aşıladı
Yoksa
Biz Özentiliktenmi bu hale geldik ?
Hangisi ?
HOSTES NE DEMEK , UÇAKLARDA NEDEN HOSTES VARDIR
Bence ;
1. derecede hostes uçuş esnasında herhangi bir tehlike anında yolcuyu en emniyetli en güvenilir bir şekilde tahliye etmek için vardır.
hosteslik sınavında ben jüri üyesi olsam şunlara dikkat ederim.
1) Fizik yapısı güçlü olmalıdır.
2) Ruh sağlığı güçlü olmalıdır ( tehlike anında panik değeri ölçülmelidir çok sıkı psikolojik testten geçmelidir, benim çok uzun yıllar evvel bir tanıdığım vardı panik atak tedavi görürdü , hemde hostesti uçardı )
3) Konuşması anlaşılır ve akıcı olmalıdır.Haber spikerlerinde aranılan özelliklerde olmalıdır.
4) İnglizceyi çok iyi bilmelidir.
BU ÖZELLİKTE İŞE ALDIKLARIMIDA HER YIL TEKRAR AYNI TESTLERDEN GEÇİRİRDİM .
bunu yazmak nerden aklıma geldi ?
geçen günki uçuşumda baktımda ;
hostesler zayıfmı zayıf , kemikleri incecik manken gibi , elleri narin ince parmaklar , sesleri tiz ve cılız ne konuştukları bile anlaşılmıyor , daha ortada birşey yokken bile , herşey güllük gülüstanlık iken , yolcu ile konuşurken ürkek gözlerle bakıyorlar , hele söz konusu business yolcusu ise.....
birden düşündüm ;
bu hosteslerin olduğu bir uçuşta acil durum olsa hangisi ne yapar diye ?
Allah Korusun böyle şeyler hiç olmasın , hiç bir zaman olmasın .
Ben bir havayolu sirketinde yetkili olsam uçaklarda en azından 2 hostesi yukarıdaki özelliklere uygun olarak vazifelendiririm.
Yine bir ukalalıkmı yaptım , yoksa sizde hiç buna dikkat ettinizmi ?
COK YASAMAK
çok yaşamak ama nasıl
anneme bakıyorum
85 yaşında
4 çocuğu var
2 si çok çalışıyor gece gündüz
2 si evde oturuyor ama sağlık problemleri var , hangisi anne yaşında hangisi evlat yaşında belli değil.
anneye verilen değer maddiyatla örtüşüyor
annenin daimi yardımcı kadını var , doktorları özel ve her biri seferber olurlar , istediği an kapıda özel şöförü onu istediği yere götürür.
yaşam tarzına bakılırsa her kula nasip olmayacak kadar şaşalı . hatta ağızları sulandıracak cinsten .
bana göre annem çok şanssız nedenmi ?
evlatları yanında yok , 2 si çalışır , 2 si yerinden kalkamaz
kocası öldüğünden beri en yakın hayat arkadaşı yardımcı kadınlar , yani paralı askerler .
paralı asker ne kadar sevebilir ? ne kadar tahammül edebilir ?
sokağa çıkıp gezmek için birinin koluna girmesi lazım
yıkanması için birinin yıkaması lazım
yemek yemesi için birinin önüne hazırlaması lazım
hep biri birileri
hep muhtaçlık hep muhtaçlık
muhtaç olmak .
ne korkunç bir duygu
birisine bir şey rica ederken yalvaran gözle bakmak ne acıklı bir bakıştır , siz için bu bakışla karşı karşıya kaldınızmı ?
ben annemde çok kaldım.
ve karar verdim , Allahtan istemeliydim .
neyimi
dedimki
" Allahım hangi gün benim elimi tutulacak hale getirirsen o gün beni yanına al "
annemin bu durumuna çok üzülüyorum yaşamak bu ise yaşlanmak bu ise yok ben ne bu kadar uzun yaşamak istiyorum nede muhtaç olacak kadar yaşlanmak istiyorum.
annemi sadece pazardan pazara görebiliyorum iş iş iş toplantı toplantı toplantı
sonra birgün bende her evlat gibi pişman olacağım
" keşke anneme daha çok vakit ayırsaydım " diyeceğim.
yok demiyeceğim , bugünden tezi yok hergün annemi göreceğim. ( Allahım sözümde durmam için bana yardım et , dişli çarkın beni bu kadar öğütmesine müsade etme )
KONUŞA KONUŞA ÇÖZELİM
Neden konusmuyoruz
Neden ofkeler birikip patlamalar oluyor
Neden birbirimize acik olmuyoruz
Neden birbirimize sorular sormuyoruz
Neden sorunlari cozmek yerine
Kolayi secip ayriliklardan yana oluyoruz
Gurur savaşı
Kisilik savaşı
Pesinde olupta mutlulugu yakalamis varmi ?
Neden atalar " hoca verir talkimi , kendi yutar salkimi " demisler .
Benim gibileri icin soylemisler .
Bu sene bazı arkadasima kusluk ilan ettim .
Siz bana bakmayın lütfen kime niye küsüyorsanız arayın buluşun konuşun .
İnsan neyi yapamıyorsa karşısındakine yaptırmaktan zevk alır.
mesela ; rejim yapanlar kendileri yemez yanındakine yiyemediği her şeyi yedirmekten acaip zevk alır
göbek atmaya utanan yanındakini oynatmaya bayılır.
bende bu sene bazılarına küstüm ya , diğer küsler barışsın istiyorum :)))
MUHTEŞEM KOKULAR
gecenlerde uçağa binmek üzere havaalanına gittim. bagaj vermek için sıramı bekliyorum . önümde bir yolcu bu nasıl bir ter kokusudur , herkes burnunu tuttu , ben öğürdüm dayanamadım sıradan çıktım. dua etmeye başladım bizim uçakta değildir diye , ya olursa ? hemde yanıma oturursa ? yok yok hiç bir kuvvet beni bu yolcunun yanında yakınında uçuramaz , inerim kimsede tutamaz .
bunun gibi ter kokan etrafa rahatsızlık veren kişiler için çare yokmu ? bildiğim kadarı ile yok.
niye yok anlamıyorum.
adam sarhoş ise uçağa alınmıyor
adam saldırgan etrafa çatıyor ise uçağa alınmıyor
adam hasta kusuyor ise uçağa alınmıyor
demekki rahatsızlık veren durumlarda uçağa alınmıyor.
TER KOKUSU NİYE HAFİFE ALINIYOR
bence ter kokanda uçağa alınmamalı . böylece ders olur bir daha sefere temiz gelmesini öğrenir. temiz insanın teride temiz çıkar . pis insanın teri pis çıkar .
ayrıca konu uçaktan ve kokudan açılmışken aynı yasak uçakta ayakkabı çıkarmayada gelmeli. adam business uçuyor , ayaklar çıplak havada . eeeee para ile adam olunmuyor.
uçakta ayakkabı çıkarmak yasak olsun. ayakkabı çıkarmak isteyenler el bagajlarına evlerinden terlik koysunlar . ayak kokusu ile hiç uçtunuzmu bilmem ?
yazdıklarım bazılarınıza saçma bazılarınıza mantıklı gelebilir.ancak hepimiz biliyoruzki ; ülkemizde insanların anlamadıkları herşey için çok keskin yasaklar gelmiyormu ?
örnek :
yaya geçidini takmadılar , demir kafeslerin içinden caddeden caddeye geçtiler. ( dünyada bir ilki yaptık , şimdi halen varmı yoksa yıktılarmı bilmiyorum ama ben bunu bizzat yaşadım )
eskiden parklarda " çiçekleri koparmadığınız için teşekkürler " yazardı , şimdi " çiçekleri koparmak yasaktır " yazıyor.
sigara için sıkı para cezası var .
demekki bazı şeyleri yasaklarla öğretmek daha kolay oluyor.
kokudan devam edelim.
bende özellikle ramazan ayının bazı günlerinde camiye gitmekten büyük haz alıyorum. dua dinlemek , namaz kılmak beni rahatlatıyor. peki ya o ayak kokularına ne demeli ?
otobüslere bineriz hava sıcak ise yandık yine o tarif edilemez kokular .
tax bineriz şöför den gelen kokular
berbere gideriz fön çeken adamın koltuk altı ter kokusu , hele o fön çekilirken kol sürekli iner kalkar yelpaze vazifesi görür , koku yayıldıkça yayılır ................
diyorumki ;
bir kalıp sabun bir kişiye bir ay gider. günde bir kez yıkandığını düşünsek . biz çok fakir bir ülkemiyiz halk günde bir kez yıkanamazmı ? yoksa suyumu sevmiyoruz ?
" TEMİZLİK İMANDAN GELİR " sözü dikkatemi alınmıyor ?
demekki alınmıyor.
ne olacak bu işin sonu :
yine bence ;
hem yasaklar gelecek
hem hocalar camiilerde günde bir kez bedeni tamamen çok iyi yıkamak gerekliliğini anlatacak . pis çamaşır giyilmemesini anlatacak . temizlik imandan gelir sözünü zihinlere işleyecek .
avrupa gibi toplu taşıma araçlarına bindiğimizde hiç koku duymuyorsak ülkemizdede bunu başarabiliriz. halkımıza bunu aşılamak lazım. ben aklıma gelenleri yazdım. başka fikri olan varsa o da yazssın.
15 Ağustos 2012 Çarşamba
DAVRANIŞLAR SONUÇ DOĞURUR
SAMİMİYET ; LAUBALİLİĞELAUBALİLİK : CİDDİYETSİZLİĞECİDDİYETSİZLİK : KALİTESİZLİĞEKALİTESİZLİK : BAŞARISIZLIĞABAŞARISIZLIK : İŞSİZLİĞESEBEP OLUR!!
Hayvan Sevgisi
hayvanları çok seviyorumbu birrrrrrrrhayvanları çok korurum bu ikiiiiiiiiiiiiher türlü hayvanım oldu bu üççççççççççççmantıklı hayvan severlerin yanındayımmantıksız hayvan severler beni çileden çıkarırlarbunlar , sabah kalkarlar ellerinde bir torba ile yollara düşerler . torbada ya çiğ et vardır yada bisküviler yada vs vs yemek artıkları .sokak hayvanları bunları bilir tanır , bremen mızıkacıları korosu halinde , arkalarından koruma ordusu gibi koşarlar , hayvanseverde bu duruma mest olur her birine laf ata ata yemekleri yollara saça saça yürürler.SONRA NELER OLURyollara düşen yemek artıklarına sinekler hucum eder.kediler köpekler gün geçtikçe çoğalırlarkısırlaştırılmamış erkek kedilerden çıkan iğrenç koku bahçe katında oturanların cehennem azabı haline gelir .bu hayvanseverlere laf edemezssin seni parçalarlar , seni hayvan düşmanı olarak görürler , dahada ileriye giderler hain, merhametsiz , sevgisiz vs vs vsbirde korkuturlar " hayvan ahı alanın sonu iyi olmaz "BENİM GİBİ MANTIKLI HAYVANSEVER NE YAPARhayvanları evvela kısırlaştırır.kimlik kartını çıkartır , aşılarını muntazam yaptırır.onlara bir yer belirler , temiz kaplarda yemeklerini verir , bekler toplar o bölgeyi temizleyip gider." SEVGİ EMEKTİR " sözünü bilmeyen olabilirmi ?seviyorum demenin bir bedeli vardır. insan olsun hayvan olsun ne farkeder .SEVİYORSAN UĞRUNDA EMEĞİNİ VER .ben mantıksız hayvan severlerin aslında hayvanları çok sevdiklerinede inanmıyorum .kişisel düşüncem onlarda psikolojik olarak sevgi eksikliği olduğu ve bu yolla kendilerini mutlu ettikleri.ALLAH HEPSİNE SEVGİLERİN EN BOLUNU VERSİNDE ONLARDA MANTIKLI HAYVAN SEVERLER SINIFINA GELSİNLER, BÖYLE GİDERSE SOKAK HAYVANLARINDA PATLAMA OLACAK , SONRA YİNE HAİN BELEDİYELER İLAN EDİLECEK ! ! !İYİKİ BELEDİYEDE GÖREVLİ DEĞİLİM :))
Kadir Gecesi
BU GECE İŞÇİLERİM İLE HEP BERABER DIŞARDA BİR RESTAURANTTA KADİR GECESİNİ KUTLADIK .HEPSİ BAHAR DALI GİBİYDİNEDE GÜZEL GİYİNMİŞLERDİYÜZLERİNDEN NURGÖZLERİNDEN IŞIKLAR SAÇILIYORDUBU NE BÜYÜK BİR MUTLULUKTU HİÇ BİTMESİNİ İSTEMEDİĞİMYİNE KONUŞTUM KENDİ KENDİMLE , HİÇ KİMSENİN DUYMADIĞI O KOCAMAN İÇ SESİMLE" HEPİNİZİ O KADAR ÇOK SEVİYORUMKİ , YÜREĞİMDE ÖYLE BÜYÜK BİR YER VARKİ HEPİNİZİ AYNI ANDA KUCAKLIYOR , SİZ BENİ TERK ETTİĞİNİZ ZAMAN NE ÇOK ÜZÜLÜYORUM BİR BİLSENİZ , HABERİNİZ YOKKİ BEN HEPİNİZE EVLAT GİBİ DUYGUSAL OLARAKTA BAĞLANIYORUM , NERDEN BİLECEKSİNİZ , NERDEN ANLAYACAKSINIZ, BEN SİZİN SADECE CADI PATRONUNUZ DEĞİLMİYİM :(İŞİNİZİ DOĞRU YAPSANIZDAÇALIŞIRKEN DALGA GEÇMESENİZDEMÜŞTERİDEN BANA ŞİKAYET ALDIRMASANIZDABENİDE SİNİRDEN BENLİKTEN ÇIKARMASANIZDABU GECEDE OLDUĞU GİBİ GÜL GİBİ GEÇİNSEKMUTLU HUZURLU OLSAKBEN BU GECE ALLAHIMA DUA EDECEĞİM .DİYECEĞİMKİ ;
RABBİM BENİM İŞÇİLERİME MÜKEMMELLİYETÇİ RUH VERRABBİM BENİM İŞÇİLERİME İŞLERİNİ YAPARKEN DÜŞÜNEREK YAPMALARI İÇİN KUVVET VERRABBİM BENİM İŞÇİLERİME PATRONUN KOYDUĞU KURALLARI UNUTMAMALARI İÇİN GÜÇ VERRABBİM BENİM İŞÇİLERİME GERÇEK PATRONUN MÜŞTERİ OLDUĞUNU ANLAMALARINDA YARDIM ETRABBİM DUALARIMI KABUL ET KENDİM İÇİN ÜLKEM İÇİN .
Mutluluk hormonu
hepimiz cocuklugumuzda babalarimizi guc ve koruyucunun simgesi gordukSokakta arkadaslarimizla kavga ettigimizde hic birimiz " seni anneme bi soylersem demedik "Hep " seni babama bi soylersek " dedikYaslarimiz buyudukce o bizi koruyan babamizdan bu sefer biz cekinmeye basladik , hareketlerimizi , konusmalarimizi babamizden cekinerek yaptik . Anneye dogru yonelme cagina girdik , Annenin limanina sigindik .Derken 20 den sonra bayagi adam olduk artik limana da ihtiyac kalmadi birey olduk kisisel haklarimizi korur hale geldik ne istedigimizi bilir hale geldik .Kizlar erkek arkadaslarinda baba modeli aradilar oglanlar anne modeli.Derken evlilik yasi geldi .Kizlar evlendi kocalarindan babalari gibi koruyuculuk beklediler , zannettilerki baslarina gelen her dertte kocalar kilic kalkan ile onlari kurtaracak , olurmu hic biri baban sana can veren digeri kocan senden soyadini bile alan .Ne oldu kadinlar evlendi kocanin baba olmadigini anladi mutsuz oldu .Gelelim oglanlara onlarda evlendi onlarda anne aradi , karsiliksiz sevgi , menfaat yok hosgoru bol , olurmu hic el kizi sana can veren gibi olurmu hic .Hadi bakalim oglanlarda mutsuz kizlarda mutsuz oldu .O halde kim mutlu oldu ?Beklentisizler mutlu olduVerilenle yetinenler mutlu olduSizde verilen ile yetinmiyorBeklentileriniz son hiz devam ediyorsaMutluluk denilen hormon seratonin sizde asla salgilanmayacak .
12 Ağustos 2012 Pazar
Site hayati
sitede yaşayanlar ve bu yazıyı okuyanlar eminim benimle çok ortak yan bulacaklardır.
bizim sitede 5 blok var .
her blokta 6 daire var
bloklarda 3 kat var
demekki 30 hane var . ortalama hane x 3 birey olsa 90 kişi soluyor bu sitede.
ben site yaşamını sizlerle paylaşmak istedim biraz gülün biraz düşünün biraz eğlenin :))
güne sabah 06.55 civarlarında en üst kattaki komşumuzun kocaman ayak seslerini duymak ile başlarız , zira beyefendi işe en geç saat 07.00.-de giderler.
08.00.- de bahçe hortumlar açılır çimenler otomatik sulamaya geçer . bizim kahvaltı masası sırıksıklam ( giriş katta oturuyorum ) bahçıvanı çağırırım .
" kapa şu muslukları "
" kapatamam çünki güneş ısıtmaya başlayınca çimen sulanmaz "
" neden geceden açmıyorsunuz "
" haaa ! ! orasını bana değil müdüre söyleyin "
olur müdüre söylerim !
müdüre söyledim , müdürden cevap
" sizden başka bu konuda şikayet eden olmadı "
" hay allah yine bir ilki dahamı başardım ! ! "
akşamları iş çıkışım geç oluyor genelde saat 20.30 itibari ile eve geliyorum . şöyle yeşillikler içerisindeki bahçemin terasında hafif bir müzik eşliğinde yemeğimi yemeyi arzuluyorum .
ne mümkün ?
çocuklar bisiklet yarışı yapıyor , kovalamaca oynuyor , saklambaç oynuyor , körebe oynuyor . iş oynamakla bitse bunada razıyım çığlık atıyorlar , işte ben bu işi çok düşündüm bir türlü bulamadım Türk çocuklar oyun oynarken neden çığlık atarlar ? çığlıktan enerjimi alıyorlar ne oluyor ? yurtdışındaki parklarda çocuk varmı yokmu belli değil ses yok , bizde çığlık , uğultu , ağlama , hepsi birarada .
bunları ikaz ederseniz anne ve babaları küser " ayol çocuk işte, laftan anlamıyorki " çocuklarmı laftan anlamıyor ? büyüklermi laf anlatmayı bilemiyor ? hangisi ?
gece yarısı saat 03.00 üst kattaki komşumuz malum gece gezmesinden geldi , belliki moda incecik topuklu terlik giymiş
saat 03.00 de siz hiç " şak şuk tak tuk " sesleri ile uyandınızmı ?
bitişik yan komşum çok tatli 80 kusur yaşında kulaklar off vaziyette. balkonda oturduğum sürece piyes dinliyorum ( televizyon sürekli açık ve ses en yüksek ayarda ) bir kere haber gönderip rica ettim o gün bugün balkona çıkmıyor beni protestomu ediyor ne ? piyesler devam ediyor onlarda bir kesinti yok . mesela bugün sabahtan beri ardı arkası kesilmeyen dizi dinledim , bu şartlarda balkonda oturup herhangi bir konuya konsantre olmam mümkün değil.
evde balık yemeye üşeniyorum . sosyal tesiste yemek yorgunluğuma iyi geliyor kolay iş oluyor. sosyal tesiste oturmak ne mümkün ? sigara içiliyor hatta bazen puro içinde var . düşünsenize bende bir yeşilaycı. sosyal tesiste kocaman levha var " burada sigara içmenin cezası 10.000 .- Tl dir " kim takıyor cezayı ?
sorun benim sosyal tesise gitmememle bitiyor.
insanların her kesimden arkadaşı olmalı . kibir kötü birşey . bende ilk başlarda birkaç ev hanımı ile arkadaş olmak istedim. konuşacak konu bulamadım olsun dedim konu olmasın maksat muhabbet olsun vakit geçsin diye arkadaşlıklarımı devam ettirdim. ( pazardan pazara havuz kenarında sohbet ediliyor ) baktımki sürekli dedikodu var , burası harem dairesi gibi ortamda olmayanın acımasızca dedikodusu yapılıyor.
ona buna şuna yapan elbette banada yapacak . matematik şaşmazki ! !
elimi ayağımı çektim bu dedikodulardan çok rahatsız oldum.
aslında bunlara demek istiyorumki ;
kitap okusanız
internette dolaşıp vizyonunuzu açsanız
sinemalara tiyatrolara gitseniz
faydalı birşeyler üretseniz hem kendiniz için hem toplum için
hayat ; hergün yemek tarifi ile , kim nerede ne yapmış dedikodusu ile nasıl geçiyor ?
tabiiki bunları söylersem antipatik olurum. ne demişler " doğruyu söyleyen dokuz köyden kovulur "
BENDE NEREDEYSE KÖYDE KALMADI GİDECEK BARİ ARTIK BİRAZ SUSAYIMDA ELDEKİ KÖYLERDENDE OLMAYAYIM :))
bizim site böyle işte ,sizin sitede bize benziyormu ?
NASIL SEMPATİK OLUNUR ?
- KAŞI SAKIN ÇATMA
- TEBESSÜMÜ EKSİK ETME
- SES TONUN KADİFE KADAR YUMUŞAK ,SES HIZIN KAPLUMBAĞA KADAR YAVAŞ OLSUN
- SANA SORULAN SORULARA, KARŞI TARAFIN BEKLEDİĞİ CEVABI VER. SAKIN KENDİNE AİT FİKİR MİKİR BEYAN ETME.
- İLTİFAT ET , İSTER KIYAFETİNE, İSTER SAÇINA , İSTER ÇANTASINA
- DOĞRUCU DAVUT OLACAĞINA YAĞCI DAVUT OL .
- ONUN GÜLDÜĞÜNE SENDE GÜL , ONU ÜZENE SENDE ÜZÜL. DUYGULARININ İKİZ ORTAĞI OL .
- SEN DAİMA DİNLEMEYİ TERCİH ET . CAN KULAĞI İLE ONU DİNLEDİĞİNİ BELLİ ET .
- SANA " BEN HAKSIZMIYIM " DİYE BİR SORU SORDUĞUNDA CEVABIN TEK OLACAK " SEN DAİMA HAKLISIN "
- SENİN PROGRAMLARIN DEĞİL SANA TEKLİF EDİLEN PROGRAMLARI TERCİH ET. UYUMLU İNSAN OLMANIN BİRİNCİ KURALI HERŞEYE EVET DEMEKTİR.
YA BUNLARI YAP SEMPATİK OL
YA YAPMA ANTİPATİK OL.
İNSANLAR HAKKINDA YARGIYA VARMAK
birçoğumuz birileri hakkında konuşurken ;
çok dürüsttür
çok üç kağıtçıdır
çok iyi kalplidir
çok fesattır
çok merttir
çok içten pazarlıklıdır
çok vefalıdır
çok nankördür
çok paylaşımcıdır
çok menfaatçidir
vs vs vs .....
diye benzetmelerde bulunuruz.
hatta bazen karşıt görüş ile tartışırız " çok yanılıyorsun " deriz.
ben diyorumki ;
" KULU BİR KENDİ BİLİR , BİRDE YARADANI BİLİR ."
fransız düşünür montaigne demişki " kişiye göre değişir bir şeyin kıymeti , yarar görürse iyidir , zarar görürse kötüdür "
demekki aynı insanı farklı değerlendiren birçok düşünce olabiliyor.
biri size biri hakkında kötü derse inanmayın yada iyi derse onada inanmayın
önemli olan size nasıl olduğudur.
HER SANATÇI SANATÇI RUHU TAŞIRMI ?
siz hic arabanizin sileceklerinin altindan cicek ciktigini yada terasınızda taşın tam kenarindan cicek ciktigini gordunuzmu ? Ben cok gordum hatta sasirdim suyu nerden buldu toprak nerde, neyle beslendi diye .
hayatimizda hayret ettigimiz bir cok tabiat olayi oluyor , ben bir tabiat olaylarina sasiriyorum hep cozmeye calisiyorum , birde kendi olaylarima :)
ben bidiginiz yada bilmediginiz gibi bir is adamiyim kadinida olabilirim ( cinsiyetimi yasimi simdilik sakliyorum eger baska yazida acik vermediysem :)
birgun tesadufen ünlü bir yönetmen ile tanistim Allah beklenen gun geldi dedim ukteler ukte olmaktan cikiyor hayalller gercekle bulusuyor dedim :)
oyuncu olmak istedigimi soyledim ama sadece bir komedi tv dizisinde illede illede x x x x x bu projede olmak istiyorum dedim .
marka merakım beni buradada yakaladı , bu dizi bence en marka dizi . dizide marka senaristi dizidende marka .
yonetmen icimde kalmisligi bir cirpida anlayiverdi , gozlerimdeki isigi goruverdi hadi yarin sete gidiyoruz hepsi arkadasim demezmi ?
o gece uyku haram oldu bana sanki basrol elemelerine katilacak kucuk bir kiz oluverdim .
sabah zorda olsa sonunda oldu iste .
aksam uzeri sete gittik , komedinin dahi senaristi ile tanistik , klasik soru geldi
" neden oynamak istiyorsunuz "
uktelere borc odemek istiyorum yaşim daha fazla gecmemeli dedim
peki yarin gelin kisa bir sahne var sizi alalim hemen dedi .
Ayyyyyy bayiliyordum sevincten
yarın oldu
sete gidildi
oooo beni hemde oyuncuların olduğu odaya aldılar , herkes burada , benim bayıldığım tüm oyuncular burada .
hepsine sırıta sırıta baktığım yetmiyormuş gibi birde onlarla konuşmaya çalışıyorum , heyecan var , hayranlık var , şaşkınlık var , ne ararsan var , kısaca ben bende değilim.
iş adamlığı kadınlığı bitti ben nerdeyim ben kimim :))
başrol oyuncularından 3 kişi bana çok sıcaktı sanki onların sanatçı arkadaşlarıydım
ama birkaç diğer oyuncu bırak sıcak olmayı bana buzzzzzz gibi davrandılar , eziklediler , nerdeyse senin ne işin var diyeceklerdi , onların bu tutumu hiç motivasyonumu bozmadı zira diğer 3 kişinin bana olan yakınlığı yetmişti.
sonra düşündümde sanatçılar arasındada sanatçı ruhu olanda var olmayanda .
bize hep demedilermi sanatçılar hassastır , duyarlıdır.
bunlar nasıl sanatçı böyle merhaba demekten bile yoksunlar
hadi merhabayı esirgedin o ne tavır eze eze bakmak :(
bu kibir niye ?
yalan dünya değmez
ne demişler
" büyürken küçülmeyi bileceksin "
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)