3 Eylül 2012 Pazartesi

OFİS MALZEMELERİ KULLANIMI


benim bu blog birgün birilerinin dikkatine çeksede içinden bazı yararlı bilgileri kullanabilseler , yazılarımda  heyecan verici olmayabilirim , uslupta hatalı olabilir
lakin ;
içinde çok doğru bilgiler olduğuna inanıyorum.
geçen gün  ne oldu :
çok ünlümü ünlü sosyetik bir hastaneye işim düştü . bankoda sıramı bekliyorum . bankonun arkasındaki görevli fotocopy çekiyor, fotocopy makinasının kapağı  açık çekiyor .
bu kapağın açık olması demek :
- makinanın  fazla toz almasına sebep olur bu da fazla tozdan dolayı fuser ünitesini bozar bu ünite bozulunca bunu tek olarak satın alamazssın , komple kit olarak alırsın bununda fiyatı 650-700 eu civarıdır .
fotokopyi kullanan  bunları bilmiyor. bilmek onun görevi değil. o halde bunu bilen yapsın. her önüne gelen ofis malzemesini kullanmasın. milli zarar .( ben nerdenmi biliyorum ?  her işe burnunu sokan patron olduğum için ,  ne , neden , nerede, niçin  soruları hayatımdan hiç çıkmadığı için herşeyi bilirim. o kadar herşeye burnumu sokarımki  insanlar şaşırır hepsi aynı şeyi söyler " sana inanamıyoruz bu kadar iş ile nasıl uğraşıp başa çıkıyorsun " bende diyorumki  "  zevkle uğraşıyorum parayı ben çok zor kazanıyorum  yok öyle kolay harcatmak "
hepimiz işyerlerimize sekreter alırız. ilanlarda da  yazarız. "  ofis malzemelerini kullanmasını bilen sekreter "  bildiklerine nereden emin oluruz ?  imtihanı varmı ?
tabiiki  emin olmayız. 3-5 basit işlemi yapınca biliyor deriz. sonrada her hafta  bir ofis malzemesi bozulur , servislere dünyanın paraları ödenir .
ne olmalı ?
- ofis malzemelerinin nasıl kullanıldığını , nelerin zarar verdiğini bilecek .
bunun için evvela  ofis malzemelerinin hepsinin kullanma klavuzunu okuyup ders gibi çalışacak , sonra   imtihana girecek . başarılı olursa göreve başlayacak . bu imtihanı personel müdürü yapacak .
veee en önemlisi ofis malzemelerini sadece bilen sorumlu sekreter kullanacak , her önüne gelen kullanamayacak .
bu kuralı her işletme uygulasa milli zararda minumuma inecek .


2 Eylül 2012 Pazar

YABANCI HAYRANLIGI


Yurdumuzda yabancı lisanın insanlara ne kadar güven verdiğini biliyormusunuz , biliyorsunuz elbette ama ben yinede iki satır yazıcam .
bu blog işine girince kaptırıyorum , ha bire yazdıkça yazasım geliyor , malzemeler sınırsız vallahi , neyseki bugün pazar iş yok , yarından sonra yine epey yazamam . yabancı lisan Yurdumuzda  İnsanlarımıza   güven duygusu veriyor diyorum .
Örnekler :
- Kıyafet , ayakkabı  vs  ..alırken eğer etikette yabancı lisandan isim yazıyorsa o tercih edilir.
- İki doktordan birinden birine   Amerikadan geldi denilirse Amerikadan gelene  gidilir. daha çok şey biliyordur diye. yada doktor Türkte olabilir önemli olan yurtdışında okuduysa tercih nedenidir.
- Araba , tekne vs  yerli yapımlardan çok yabancı yapımlar tercih edilir daha sağlamdır diye .
- Çocuklara alınan herşeyde evvela yabancı markalar tercih edilir , çocuk için doğru yaparlar diye.
- Benim için en komiği ; herhangi bir şirketin patronunu arayın , inglizce yada fransızca farketmez konuşun , direk bağlanırsınız. ( istisnalar kaideyi bozmaz )
Bu örneklerden milyon tane yazarımda artık sıkıldım bu aletin başından kalkmak istiyorum , sabahtan beri hem iş çalıştım hem blog için birşeyler yazdım .
Sonuç şimdi size soruyorum :
Bu güveni bize yabancılarmı aşıladı
Yoksa
Biz Özentiliktenmi bu hale geldik ?
Hangisi ?

HOSTES NE DEMEK , UÇAKLARDA NEDEN HOSTES VARDIR


Bence ;
1. derecede  hostes uçuş esnasında herhangi bir tehlike anında yolcuyu en emniyetli en güvenilir bir şekilde tahliye etmek için vardır.
hosteslik sınavında ben jüri üyesi olsam  şunlara dikkat ederim.
1) Fizik yapısı güçlü olmalıdır.
2) Ruh sağlığı güçlü olmalıdır ( tehlike anında panik değeri ölçülmelidir çok sıkı psikolojik  testten geçmelidir, benim  çok uzun yıllar evvel bir tanıdığım vardı  panik atak tedavi görürdü , hemde hostesti  uçardı  )
3) Konuşması anlaşılır ve akıcı olmalıdır.Haber spikerlerinde aranılan özelliklerde olmalıdır.
4) İnglizceyi çok iyi bilmelidir.
BU ÖZELLİKTE  İŞE  ALDIKLARIMIDA  HER YIL TEKRAR AYNI TESTLERDEN GEÇİRİRDİM .
bunu yazmak nerden aklıma geldi ?
geçen günki uçuşumda baktımda ;
hostesler  zayıfmı zayıf , kemikleri incecik manken gibi , elleri narin ince parmaklar , sesleri tiz ve cılız ne konuştukları bile anlaşılmıyor , daha ortada birşey yokken bile , herşey  güllük  gülüstanlık iken , yolcu ile konuşurken ürkek gözlerle bakıyorlar , hele söz konusu business yolcusu ise.....
birden düşündüm ;
bu hosteslerin olduğu bir uçuşta acil durum olsa hangisi ne yapar diye ?
Allah Korusun böyle şeyler  hiç  olmasın , hiç bir zaman olmasın .
Ben bir havayolu sirketinde yetkili olsam uçaklarda en azından 2 hostesi yukarıdaki özelliklere uygun olarak vazifelendiririm.
Yine bir ukalalıkmı yaptım , yoksa sizde hiç buna dikkat ettinizmi ?

COK YASAMAK


çok yaşamak ama nasıl
anneme bakıyorum
85 yaşında
4 çocuğu var
2 si çok çalışıyor gece gündüz
2 si  evde oturuyor ama sağlık problemleri var , hangisi anne yaşında hangisi evlat yaşında belli değil.
anneye verilen değer maddiyatla örtüşüyor
annenin  daimi yardımcı  kadını var , doktorları özel ve her biri seferber olurlar , istediği an kapıda özel şöförü onu istediği yere götürür.
yaşam tarzına bakılırsa her kula nasip olmayacak kadar şaşalı .  hatta ağızları sulandıracak cinsten .
bana göre annem çok şanssız  nedenmi ?
evlatları yanında yok , 2 si çalışır , 2 si yerinden kalkamaz
kocası öldüğünden beri en yakın hayat arkadaşı yardımcı kadınlar , yani paralı askerler .
paralı asker ne kadar sevebilir ? ne kadar tahammül edebilir ?
sokağa çıkıp gezmek için birinin koluna girmesi lazım
yıkanması için birinin yıkaması lazım
yemek yemesi için birinin önüne hazırlaması lazım
hep biri birileri
hep muhtaçlık hep muhtaçlık
muhtaç olmak .
ne korkunç bir duygu
birisine  bir şey rica ederken yalvaran gözle bakmak  ne acıklı bir bakıştır , siz için bu bakışla karşı karşıya kaldınızmı ?
ben annemde çok kaldım.
ve karar verdim , Allahtan istemeliydim  .
neyimi
dedimki
" Allahım hangi gün benim elimi  tutulacak hale getirirsen o gün beni yanına al "
annemin bu durumuna çok üzülüyorum  yaşamak bu ise  yaşlanmak bu ise  yok ben ne bu kadar uzun yaşamak istiyorum nede muhtaç olacak kadar yaşlanmak istiyorum.
annemi sadece pazardan pazara görebiliyorum  iş iş iş toplantı toplantı toplantı
sonra birgün bende her evlat gibi pişman olacağım
" keşke anneme daha çok vakit ayırsaydım "   diyeceğim.
yok demiyeceğim , bugünden tezi yok hergün annemi göreceğim. ( Allahım sözümde durmam için bana yardım et , dişli çarkın beni bu kadar öğütmesine müsade etme )

KONUŞA KONUŞA ÇÖZELİM


Neden konusmuyoruz
Neden ofkeler birikip patlamalar oluyor
Neden birbirimize acik olmuyoruz
Neden birbirimize sorular sormuyoruz
Neden sorunlari cozmek yerine
Kolayi secip ayriliklardan yana oluyoruz
Gurur savaşı
Kisilik savaşı
Pesinde olupta mutlulugu yakalamis varmi ?
Neden atalar " hoca verir talkimi , kendi yutar salkimi " demisler .
Benim gibileri icin soylemisler .
Bu sene bazı  arkadasima kusluk ilan ettim .
Siz bana bakmayın lütfen kime niye küsüyorsanız arayın buluşun konuşun .
İnsan neyi yapamıyorsa karşısındakine yaptırmaktan zevk alır.
mesela ; rejim yapanlar  kendileri yemez yanındakine yiyemediği her şeyi yedirmekten acaip zevk alır
göbek atmaya utanan  yanındakini oynatmaya bayılır.
bende bu sene  bazılarına  küstüm ya , diğer küsler barışsın istiyorum :)))

MUHTEŞEM KOKULAR



gecenlerde uçağa binmek üzere havaalanına gittim. bagaj vermek için sıramı bekliyorum . önümde bir yolcu bu nasıl bir ter kokusudur , herkes burnunu tuttu , ben öğürdüm  dayanamadım sıradan çıktım. dua etmeye başladım bizim uçakta değildir diye , ya olursa ? hemde yanıma oturursa ? yok yok hiç bir kuvvet beni bu yolcunun yanında yakınında uçuramaz , inerim kimsede tutamaz .
bunun  gibi ter kokan  etrafa  rahatsızlık veren kişiler  için çare yokmu ?   bildiğim kadarı ile yok.
niye yok anlamıyorum.
adam sarhoş ise uçağa alınmıyor
adam saldırgan etrafa çatıyor ise uçağa alınmıyor
adam hasta kusuyor ise uçağa alınmıyor
demekki rahatsızlık veren durumlarda uçağa alınmıyor.
TER KOKUSU NİYE HAFİFE ALINIYOR
bence ter kokanda uçağa alınmamalı . böylece ders olur bir daha sefere temiz gelmesini öğrenir. temiz insanın teride temiz çıkar . pis insanın teri pis çıkar .
ayrıca konu uçaktan ve kokudan açılmışken aynı yasak uçakta ayakkabı çıkarmayada gelmeli. adam business uçuyor , ayaklar çıplak havada . eeeee  para ile adam olunmuyor.
uçakta ayakkabı çıkarmak yasak olsun. ayakkabı çıkarmak isteyenler el bagajlarına evlerinden terlik koysunlar . ayak kokusu ile hiç uçtunuzmu bilmem ?
yazdıklarım bazılarınıza saçma bazılarınıza mantıklı gelebilir.ancak hepimiz biliyoruzki ; ülkemizde insanların anlamadıkları herşey için çok keskin yasaklar gelmiyormu ?
örnek :
yaya geçidini takmadılar , demir kafeslerin içinden  caddeden caddeye geçtiler. ( dünyada bir ilki yaptık , şimdi halen varmı yoksa yıktılarmı bilmiyorum ama ben bunu bizzat yaşadım )
eskiden parklarda "  çiçekleri koparmadığınız için teşekkürler "  yazardı , şimdi " çiçekleri koparmak  yasaktır " yazıyor. 
sigara için sıkı para cezası var .
demekki bazı şeyleri yasaklarla öğretmek daha kolay oluyor.
kokudan devam edelim.
bende özellikle ramazan ayının bazı günlerinde camiye gitmekten büyük haz alıyorum.  dua dinlemek , namaz kılmak beni rahatlatıyor. peki  ya  o ayak kokularına ne demeli ?
otobüslere bineriz hava sıcak ise yandık yine o tarif edilemez kokular .
tax bineriz  şöför den gelen kokular
berbere gideriz fön çeken adamın koltuk altı ter kokusu , hele o fön çekilirken kol sürekli iner kalkar yelpaze vazifesi görür , koku yayıldıkça yayılır ................
diyorumki ;
bir kalıp sabun bir kişiye bir ay gider. günde bir kez yıkandığını düşünsek . biz çok fakir bir ülkemiyiz  halk günde bir kez yıkanamazmı ? yoksa suyumu sevmiyoruz ?
"  TEMİZLİK  İMANDAN GELİR "  sözü dikkatemi alınmıyor ? 
demekki alınmıyor.
ne olacak bu işin sonu :
yine bence ;
hem yasaklar gelecek
hem hocalar camiilerde günde bir kez bedeni tamamen çok iyi yıkamak gerekliliğini anlatacak . pis çamaşır giyilmemesini anlatacak . temizlik imandan gelir sözünü zihinlere işleyecek .
avrupa gibi toplu taşıma araçlarına bindiğimizde hiç koku duymuyorsak ülkemizdede bunu başarabiliriz.  halkımıza bunu aşılamak lazım. ben aklıma gelenleri yazdım. başka fikri olan varsa o da yazssın.