23 Ocak 2011 Pazar

Kafedeyim.

Su Blackberry denilen alete bayılıyorum. Benim o anki duygularımı kağıda dökme fırsatı verdiği için bu aleti acaip çok seviyorum. Yine çıkardım çantadan , başladım  yazmaya...
Hem yazıyorum hem etrafa bakıyorum , hani anında görüntü derler var , bu da işte anında yazı.

Su anda cok unlu bır  cafede oturuyorum arkadaslarımı  beklıyorum , bos duramıyorum yıne etrafa  gözlemci , gözlemci  bakıyorum . neler görüyorum neler , içimden diyesim geliyorki beni buraya bir hafta eğitmen olarak kabul edermisiniz , ücret istemem . ( şaka tabii ben de boş değilimki )





Garsonlardan  başlayalım;  Genelde her yerde oldugu  gıbı burada da durum aynı  , kendilerıne ıhtıyacı olan musterılerı  bır kerede ne gorebılıyorlar nede duyabılıyorlar cunkı garsonlar  genelde  ya kendı aralarında konusuyorlar ya da bos gozlerle bos yerlere bakıyorlar , eller uc bes kez havalanmadan yakalanacak garson genelde yok. Ben bugüne kadar beni tek kerede görebilmiş garson ile hiç karsılasmadım. 
Zaten  karsılastığım gün onun 6 gözümü var diye  kafasını  kontrol edeceğim :))
Aman Tanrım  en berbat olanıda bacak arasını  kasıyan bır garson. Ben bu adamın elinden  ne içerim nede yerim.  Bu kasıntı isi  heryerde olabiliyor , hatta  benım fabrıkamda da boyleydı baktım dayanamadım sonunda talımat cıkardım, 
"kasınmak yasak" . 
Kasıntısı olan vısıteye cıkar  doktora gıder . Ogun bugun bizde kaşınan olmadı . Sükürler olsun, buproblemi aştık.

Derken benim arkadaslar geç kaldı , 4 kişilik masada oturuyorum . Yoğunluk var . garsonlar evvela tek tek geldi. Başka gelecek varmı diye soruyorlar evet 3 kişi gelecek diyorum. hay aksilik bizimkiler halen ortada yoklar , bende masada boş durmamak için ha bire  sipariş veriyorum , çay , cafe-latte , Türk kahvesi arka arkaya ilk defa içtim , kalbimin  ritminin bozulduğunu hissediyorum , yinede devam diyorum meyva tabağı istiyorum , kukiler istiyorum ,   artık midem bulanmaya başladı , nafile  ben bu garsonlara yaranamadım sanki topraklarını işgal etmişim gibi 4 kişilik masadayım diye, o derin bakışlarıyla ,bana müşteri muamelesi değil işgalci muamelesi yapmaya başladılarki derin bir ohhh  çektim arkadaşlarım göründü. 4 kişilk masayı tek kişi olarak sadece 40 dakika işgal ettim. velevki gelmeselerdi bile masanın hakkı 4 kişiye uygun olarak 40 dakika sürede çoktan verilmişti.


Sandalyelerin boş durması onları niye rahatsız etti ?
Hesap kitap bilmedikleri içinmi ?
Uzerinde insan görmek istedikleri içinmi ?
Bu  hata  onların suçumu ?


yoksa


Bu onlara bunları öğretmeyenlerin suçumu ?

20 Ocak 2011 Perşembe

NEFRET ETTİĞİM KELİMELER

herkesin nefret ettiği kelimeler varmıdır yoksa bu durum sadece bendemidir  bilmiyorum.
gerek  yöneticilik hayatımda  gerek  sosyal  hayatımda   sık sık karşılaştığım  bu  kelimelerden  nefret ettiğim gibi  duyduğum an dengelerim alt üst oluyor .

1) SANDIMKİ
ya ne olur sanmasanız da sorsanız bu kadar hatayı yapmasanız. ahhh...ahhhh  ....   bu sizin sanmalarınızdan başımıza gelmedik kalmadı.
san-dım-ki ! ! sanmayın , onun yerine sorun.
sanmalar hata , sormalar doğruya götürür .
ne olur sizde sananlardan değil soranlardan olun sorunsuz olun .

2) KASTİMİ YAPTIK
 zarar vermek zarar vermektir.  senin kastimi yoksa kasitsizmi yaptığın değil verdiğin zarar ilgilendirir.

3) UNUTTUM
unutkanlıklar için para cezası olsaydı unutmak bu kadar kolay olurmuydu ? koskocaman   hayır.

4) BAZI ( saklama,sakınma,gizleme kelimeleridir  )
yakın arkadaş olduklarına inananların ,  bu kelimeyi kullanmaları,aslında onların ne kadarda uzak bir o kadar da  samimiyetsiz  olduklarının  ispatıdır.
" bugün bazı işlerim var "  " bazı arkadaşlarım ile buluşacağım " " bazı müşterileri ziyaret edeceğim"
ya yakın arkadaş ol ,   ya uzak ol. ortada  kalma   düşersin.

GENÇLERE YENİ YIL MESAJLARIM

-  SAĞLIĞINIZA DİKKAT EDİN  , SAĞLIĞINIZA   YARARLI  OLAN  HERŞEYE    YAKIN ,  ZARARLILARA   UZAK DURUN.
- HAYATINIZDAKİ    HEDEFLERİNİZİN   OKLARINI   ATIN.  ONLARA   DOĞRU  YORULMADAN YILMADAN YÜRÜYÜN.  
UNUTMAYINKİ   BİR  DÖVÜŞ  RİNGİNDESİNİZ      DÜŞÜNCE   EN GEÇ 8 DE  AYAĞA  KALKIN .    KALKINCA  DA    KENDİNİZİ  ALKIŞLAYIN. 
EN HAKİKİ  ALKIŞ  SİZİN ALKIŞTIR.
- ETRAFINIZDA Kİ   HERKESİN  SİZİ  SEVMESİNİ  İSTEYEMEZSİNİZ  , ANCAK  NEFRET UYANDIRACAK DAVRANIŞLARDA  BULUNMAYIN. UNUTMAYIN  EN KIYMETLİ YATIRIM İNSANA YAPILAN YATIRIMDIR.
- FİKİRLERİNİZİ   BEYAN  EDİN   AMA   UKALA  OLMAYIN .   DAİMA  DİNLEMEYE , ÖĞRENMEYE  AÇIK   OLUN.
-HER NE MESLEKTE  OLURSA  OLSUN  ;  BAŞARILI  VE  ÜNLÜ  İNSANLARDAN   ÖRNEK ALIN.  .  BAŞARILI OLAMAMIŞ  BUNUDA  ŞANSA BAĞLAMIŞ İNSANLAR SİZE ÖRNEK TEŞKİL ETMESİN.
- BAŞARILARINIZI  DUYDUĞUNDA GÖZLERİNİN İÇİ GÜLEN SİZİN  SEVENİNİZDİR . YANAKLARI VE KULAKLARI KIZARAN , KAŞLARI KALKAN  SİZİ  KISKANANDIR . BAŞARI   İÇİN  BUNLARIN  İKİSİDE  SİZİ  BESLEYENLERDİR.  İKİSİ İLE DE  İYİ  İLİŞKİLERDE OLUN.
- BEYNİNİZİ VE BEDENİNİZİ   EŞİT ORANDA  ÇALIŞTIRIN  .  İKİSİNDEN BİRİ   TEK BAŞINA  BİR HİÇTİR. 
- VEFALI - MERHAMETLİ - ÇALIŞKAN  İNSANLARA SAHİP OLUN. EN BÜYÜK ZENGİN SİZSİNİZ.
- KENDİNE ÖNEM VERMEYEN  KİŞİLERİN SİZİ  DE  ÖNEMSEMEDİĞİNDEN  VEDE  ÖNEMSEMEYECEĞİNDEN  EMİN OLUN.
- İLİŞKİLERİNİZDE  KARŞINIZDAKİ  KİŞİYE   KENDİ LİSANINIZ İLE  DEĞİL , KARŞINIZDAKİ KİŞİNİN LİSANINA UYGUN LİSAN İLE HİTAP EDİN. AKSİ TAKDİRDE ANLAŞMA SAĞLAYAMAZSSINIZ.
SEMA  VOLKAN .

19 Ocak 2011 Çarşamba

BEN GS BAŞKANI OLSAYDIM.

sıkı bir GS li olarak bende iki satır yazmak istedim. blog benim değilmi istediğimi yazarım.
ohhh  şu blog işini çıkaran cennette yatsın , bende gazetecilik ruhumu buralarda tatmin ediyorum.
hiç iddiam yok , eyvah yazılarım okunmaz ise patron beni işten atarmı diye korkumda yok ,
ahh blog tutsada bol reklam alsam diye ticari beklentimde yok ,
eeee ....  benden keyifliside yok.
bu blog hayatıma fena girdi :)))
Adnan Polatı çok severim çokta takdir ederim. talihsiz olayda ne kadar üzüldüğünüde biliyoruz. amacım burada Adnan Polatı eleştirmek değildir .zaten ne haddime  eleştirmek .
ben sadece düşündüm , kendime  dedimki " sen başkan olsaydın ne yapardın. " haa bu arada ben maça gidemedim hastaydım , olup bitenleri ailemden vede basından takip edebildim.
ben kulübün başkanı olsaydım ;
1-) amigo tutardım , bizim için bu kadar emek veren Başbakanımız  için özel  karşılama  tezahüratları  yaptırırdım.
2-) altın anahtar yaptırırdım bunu Başbakanımıza  teşekkürlerimizle sunardım.
3-) taraftarın nabzını  Başbakan gelmeden yoklardım .Başbakan gelmeden   1-2 saat evvel   bu stat  için  Başbakanımızın  verdiği  emekleri bir bir anlatırdım. ben bunları anlatırken , banada   aynı tepkiler geldiyse , bu demektirki  bunların devamıda  gelecek ," olanlar olacakların  teminatıdır "  demişler .
gördüğüm  bu manzara karşısında ,  Başbakan gelmeden  bu tepkileri  önlemeye çalışırdım.
benim düşündüklerimin  hepsi   bunlardan ibaret.
"dışardan gazel okumak kolay "  demişler doğru.
işte  bende okudum bir gazel.
 
 İs arıyorsunuz dıkkat edecegınız konular : 

 -Tam randevu saatınde orada olun . 5 dakıka bıle gecıkmeyın .

 -kızlar kılık kıyafette ikoncangıllerden olmayın  ,erkekler podyumda gıbı yurumeyın .

 - sızı bır saat hatta daha fazla bıle bekletebılırler sakın off pufff demeyın . Bu kadar işsizlik  varken dua edınkı sızı gorusmeye cagırdılar . 

- luzumsuz konusmayın . Bekleyın soru gelsın cevap verın .çenesi düşük  teşhisi  konulursa bu işi  baştan kaybettınız demektır . 

 - sakın cep telefonunuz calmasın . Pardon demenız artık cok gec ,sorumsuzlukla suclanıldınız bıle .

- burcunuz  koç, başak , oğlak ,aslan   ise , birde  burçlara takıntılı iş yerine müracaat ettiyseniz  çok şanslısınız baştan galibiyetle başladınız. siz fırsat bulduğunuzda  iki laf arasında bu burcun insanı olduğunuzu ima edin.
 
 - bekarsanız evlılıge sıcak bakmadıgınızı sızın ıcın karıyerın cok onemlı oldugunu bellı edın . Evlılık meraklısı oldugunuz anlasılırsa gecmıs olsun kaybettınız. 

 - yenı evlı ısenız "cocuk varmı" sorusuna karşı "yok zatende en az 5 yıl dusunmuyoruz "cevabını verın .
 hıc bır işverene   " hem cocuk yaparım hemde ısımı yaparım " sözünü  yutturamazssınız.

 -sızı sınırlendırecek soru geldıgınde aman dıkkat ! Testten gecıyorsunuz .testın adı " stresse dayanma " tebessumu elden bırakma ,saygıda kusur etme .

 -maas rakamı belırtmeyın ,helekı aylık mecburı yasam ıhtıyacınızdan hıc soz etmeyın .Sız doğarken annenız bu ıs yerının sıze bakacağınamı soz vermıstı ?

 - hemen ıse baslarmısınız sorusuna " en erken 2 hafta sonra cevabı verın ." İs Kurusu "  olarak evde  oturdugunuz anlasılmasın .

-gorusme bıttıgınde " ne zaman haber verırsınız " dıye  soru sormayın,bu soru o ana kadar aldığınız yüksek puanları götürecektir.

 Haydı hepınıze bol sans :)) 

18 Ocak 2011 Salı

UKTE MESLEĞİM

her ne kadar kendime ait şirketim  olsada , mesleğimde çok başarılı olsamda ,  içimdeki  gazetecilik uktesi hiç bitmeyecek ,hele köşe yazarlığı hayallerimi hep süsleyecek .
liseyi bitirdim. yaş 16 .
"anne ben gazeteci olmak istiyorum " dedim.
annem tuttu kolumdan cağaloğlu hürriyet binasına getirdi.
" yetkili birisi ile görüşmek istiyorum , çocuğum gazeteci olmak istiyorda "  dedi.
yetkili geldi , adını hatırlamam mümkün değil ,  sakallı bir adamdı . beni şöyle taa ayaklarımdan tepeme kadar süzdü , " hımmmm  demek  gazeteci olmak istiyorsun "  dedi.
şartlarını sıraladı :
- üniversite imtihanlarında gazetecilik okulunu kazanacaksın.
- kendine bir fotoğraf makinası alacaksın
- çektiğin fotoğrafların altına yazı yazacaksın.
sonra bana tekrar geleceksin.
hiç gidemedim.
- universiteyi kazanamadım
- babam memur maaşı ile o kalabalık ailemize mi bakacak , bana fotoğraf makinasımı alacak ? o da olmadı .
- böylece , benimde gazeteci olma hayallerim başlayamadan bitti.
şimdi 28 senelik yönetici kimliğim ile düşünüyorumda  ;
o sakallı adam beni gazeteye alsaydı , getir , götür işlerinde çalıştırsaydı , çırak olsaydım , gözlerimdeki o ışığı görebilseydi kimbilir  ne bıçkın bir gazeteci , yorumcu olabilirdim. olmayabilirdimde demiyorum dememde  insan kendini bilir , içindeki var olanları bilir.
sakallı adamın bana en büyük faydası , kendi yöneticiliğim süresince benden iş isteyen bu işi yapmaya gönüllü ,  herkese bu şansı verdim. kimisi başarılı oldu kimisi olmadı .bu sayede edindiğim en büyük tecrübede ; kimseyi  dış görüntüsüne göre değerlendirmemek oldu . bazı suratları görüp konuştuğumda  içimden " bu bu işi beceremez " dedim. bazı suratları görüp konuştuğumda  " ohh tam istediğim adam " dedim. bu tahminlerimde çok yanılmışlıklarımda  oldu .
sakallı adam iyiki bana şans tanımadı , ben onun sayesinde binlerce genç insana  şans tanıdım.
neyseki artık blogumda var ,  keyfime diyecek yok. :)

IYI PATRON OLMANIN 10 ALTIN KURALI

- istediği maaşı vereceksiniz. " çünki  firmanın o güne kadar kazanamadığını kazandıracak "
- sabah geç kaldıklarında hesap sorulmayacak . "malum istanbul , sabah  trafik var ne yapsınlar uçamazlarya"
- akşam erken çıkabilirler " işleri bitmiş , demekki çok akıllılar hemen bitiriveriyorlar   "
- cep telefonu titreşimde olacak . vızıltı duyduğu an  alo diyecek ." genelde evde sağlık sorunu olan birileri vardır  "
- sigara içmek serbest olacak ." serbest olursa verimlilikler artacak "
-internette chat yapmak işten atılma nedeni sayılmayacak .
- hata yaptıklarında , hata oranı ne olursa olsun  şevkatle yaklaşacaksınız .asla kızmayacaksınız.
demoralize olurlarsa   işe faydalı olamayacaklardır.
-çalısma ortamlarında hafıf muzık calacak onlarda ara sıra mırr mırr hımm hımm mırıldanacakalr . Bu onların ıs yerlerıne kosa kosa gelmelerı ıcın cok onemlıdır.
-musterı sıkayetlerınde musterı daıma haksızdır ılkesı  kabul edılecektır . calısan en dogru seklı ıle ısını  yapmıstır karsı taraf bunu mutlaka anlayamamıstır .
-ocak ayı zam ayı . Sırket o yıl zarar etsede , hatta ayakta durmakta gucluk ceksede bu calısana asla aksettırılmeyecektır .
-zamlar beklenen oranda yapılacaktır .

KADINLAR İKİYE AYRILIR

KADINLAR  İKİYE  AYRILIR.


- sanayi tipi kadınlar
- ev tipi kadınlar

SANAYİ TİPİ KADINLARIN ÖZELLİKLERİ :


-genelde  kendi ekonomik özgürlükleri vardır.
-lider ruhu taşırlar
- beceremeyecekleri bir iş yok gibidir.
- yüksek sesle konuşurlar
- hızlı düşünürler
-hızlı karar verirler
- hızlı hareket ederler
-hızla sonuca ulaşırlar
- demokratlıktan çok diktatör karakterlerdir.
-hiperaktiftirler
-mükemmelliyetçidirler.
-" unuttum , yoruldum, pişmanım , hastayım, mümkün değil ,  " kelimelerini kullanmaktan hiç hoşlanmazlar .
- sabit bir noktada uzun süre duramazlar
- rakipleri kendileridir.
- hoşgörüleri sınırlıdır.
- genelde zayıflardır.
- herkesle anlaşamazlar , arkadaş çevreleri çok kısıtlıdır. ilk intibalarında " antipatik " görünümdedirler .




EV TİPİ KADINLARIN ÖZELLİKLERİ :

- genelde ev hanımıdırlar .
- çalışma hayatları yoktur.
- sakin ve sessizdirler .
- kararlarını vermeden evvel birçok kişiye danışırlar .
-demokrat karakterlidirler
- herkesle uyum içindedirler . ilk tanışmalarda sempati kazanırlar .
- lider ruh taşımazlar.
- hoşgörülüdürler
- genelde kiloludurlar
- yüz ifadeleri tebessümlüdür.