Ben derim ki;
"Ev alma
Arsa alma
Bankada para biriktirme
Insana yatirim yap
Insan biriktir. "
18 Aralık 2011 Pazar
2 Eylül 2011 Cuma
Neden??
Gürültü yaparak başımı ağrıtıyorsun dersem hiddetlenmiyorsun
Bol sellülitli vücuduna pareo sarıp dolaşmak yerine, neden midemi bulandırıyorsun dediğimde hiddetleniyorsun
İkiside bana ait bir uzvumu hastalandırıyor,
Biri Başımı diğeri Miğdemi...
Bol sellülitli vücuduna pareo sarıp dolaşmak yerine, neden midemi bulandırıyorsun dediğimde hiddetleniyorsun
İkiside bana ait bir uzvumu hastalandırıyor,
Biri Başımı diğeri Miğdemi...
20 Mart 2011 Pazar
İNGLİZCE BİLMENİN FAYDALARI
Ataturk havaalanındayım . Parise gideceğim. extra bagaj çıktı . ödemek için bilet satışa gidin dediler , sabah erken ama bilet satış maşallah iyi kalabalık , tek kişi çalışıyorlar , bende önümdeki bir iki kişiden müsade alarak ( sadece soru soracağım dedim gerçektende niyetim oydu ) bilet satIştaki genç kıza gittim ve sordum " extra bagaj ödemek için bu kadar sırayı bekleyecekmiyim , başka niye kimse yok burada dedim "
kızcağızda demezmi " durun ben hemen alırım "
körün istediği bir göz Allah verdi iki göz işte buna denir.
en öndeki beyefendi zannederimki İnglizdi vede haklı olarak tepki verdi , nasıl bunu yapıyorsunuz diye. bende ona hali ile İnglizce cevap verdim extra bagaj ödediğimi bilet almadığımı söyledim , meğerse o da extra bagaj ödemek için sıradaymış.
derken hemen onun arkasındaki beyefendide bana İnglizce " çok zeki bir bayansınız " dedi tebessüm ederek hafif alaycı bir ifade ile .
benim işlem hızlıca bitti bende işimi yapan genç kıza çok teşekkür ederim dedim ve keşke demeseydim . 2.sırada bana çok zekisiniz diyen benimle inglizce konuşan beyefendi birden Türkçe açtı ağzını yumdu gözünü, hakaret içeren kelimelerden ne biliyorsa tek tek saydı , nasıl kaçacağımı şaşırdım.
aynı beyefendi inglizce olunca tek cümle ." çok zekisiniz " ve sakince.
Türkçe olunca birden 30-40 kelime sayıverdi birde üstelik bağıra çağıra.
yok bundan sonra başım derde gireceğini hissettiğimde İnglizce konuşacağım çünki daha kibar oluyorlar , daha töleranslı oluyorlar .
iyiki İnglizce biliyorum :))
kızcağızda demezmi " durun ben hemen alırım "
körün istediği bir göz Allah verdi iki göz işte buna denir.
en öndeki beyefendi zannederimki İnglizdi vede haklı olarak tepki verdi , nasıl bunu yapıyorsunuz diye. bende ona hali ile İnglizce cevap verdim extra bagaj ödediğimi bilet almadığımı söyledim , meğerse o da extra bagaj ödemek için sıradaymış.
derken hemen onun arkasındaki beyefendide bana İnglizce " çok zeki bir bayansınız " dedi tebessüm ederek hafif alaycı bir ifade ile .
benim işlem hızlıca bitti bende işimi yapan genç kıza çok teşekkür ederim dedim ve keşke demeseydim . 2.sırada bana çok zekisiniz diyen benimle inglizce konuşan beyefendi birden Türkçe açtı ağzını yumdu gözünü, hakaret içeren kelimelerden ne biliyorsa tek tek saydı , nasıl kaçacağımı şaşırdım.
aynı beyefendi inglizce olunca tek cümle ." çok zekisiniz " ve sakince.
Türkçe olunca birden 30-40 kelime sayıverdi birde üstelik bağıra çağıra.
yok bundan sonra başım derde gireceğini hissettiğimde İnglizce konuşacağım çünki daha kibar oluyorlar , daha töleranslı oluyorlar .
iyiki İnglizce biliyorum :))
28 Şubat 2011 Pazartesi
SENELER GEÇTİKÇE
seneler bana neler öğretti ;
- başarının iki anahtarının birinin çok çalışmak , öbürününde işini çok sevmek olduğunu .
insan sevince uğruna herşeyi yapıyor , hiç sıkılmadan , bıkmadan , üşenmeden , yorulmadan .
- insanın en büyük rakibinin yine kendisi olması gerektiğini .
- paylaşmanın meğerse insanı ne kadarda huzurlu kıldığını.
-atasözlerinin her birinin ne kadarda doğru olduğunu , gerçekleri anlattığını ,baş ucu kitabı olması gerektiğini .
- üç büyük gücün ; dini inanç-sağlık-para olduğunu
- karma teorisinin işlediğini , yaşamda dikkat edilmesi gerektiğini .
- disiplinin hayatımızın her alanındaki önemini
- hayvan sevmenin insanı nasıl relax ettiğini
- çocuklara daha çocukken balık yemek yerine balık tutmayı öğretmek gerektiğini
- güleryüzlü olmanın tüm kusurları kapattığını
- en tehlikeli insanın yalan söyleyen insan olduğunu
- her insanın en az iki hali olduğunu
- başarının iki anahtarının birinin çok çalışmak , öbürününde işini çok sevmek olduğunu .
insan sevince uğruna herşeyi yapıyor , hiç sıkılmadan , bıkmadan , üşenmeden , yorulmadan .
- insanın en büyük rakibinin yine kendisi olması gerektiğini .
- paylaşmanın meğerse insanı ne kadarda huzurlu kıldığını.
-atasözlerinin her birinin ne kadarda doğru olduğunu , gerçekleri anlattığını ,baş ucu kitabı olması gerektiğini .
- üç büyük gücün ; dini inanç-sağlık-para olduğunu
- karma teorisinin işlediğini , yaşamda dikkat edilmesi gerektiğini .
- disiplinin hayatımızın her alanındaki önemini
- hayvan sevmenin insanı nasıl relax ettiğini
- çocuklara daha çocukken balık yemek yerine balık tutmayı öğretmek gerektiğini
- güleryüzlü olmanın tüm kusurları kapattığını
- en tehlikeli insanın yalan söyleyen insan olduğunu
- her insanın en az iki hali olduğunu
14 Şubat 2011 Pazartesi
SEVGİLİLER GÜNÜNDE AKLIMA GELEN
şimdiki aklım olsaydı bekarken flört edeceğim kişiden cv isterdim. aslında zamanın ne kadarda ışık hızı ile geçtiğini 35 den sonra anlıyorsunuz. düşünsene birini beğeniyorsun sonra tanıyorsun sonra ya sana uygun olduğunu yada hiç uygun olmadığını anlıyorsun , geçen süre duygusallık varsa en azından 6 ay . bence çok yazık boş harcanan zaman .
cv sisteminde en azından temel özellikler hakkında bilgi sahibi olabilirsin .
tamam herseyin mükemmel olupta sonradan biten binlerce beraberlikler var , ama en azından ilk başta bu cv ler alınır , verilir , uyuşma oranına bakılır ilişkiye yeşil ışık yanar , yani bu ilişki seni nereye kadar götürür görebilirsin , nerelerde ne kadar ortak alanlar var görebilirsin.
haaa bak bu arada cv deki temel özellikler tepe taklakta olabilir , bu aşk çok acaip şeylerde yaptırır insana , derler ya rezil de eder , vezirde eder , aşkın neler yaptıracağı bellimi olur.
neyse bir cv istemeninde ayıbı olmamalı bence .
cv de neler sorardım
-ilk acil ve en önemli soru burcunuz ne ?
- eğitim durumunuz ne .
- aile hakkında kısa bilgi. anne ve baba ne yaparlar .
-sizi bugüne kadar en çok ne güldürdü ?
- sizi bugüne kadar en çok ne sinirlendirdi ?
- sizi bugüne kadar en çok ne üzdü ?
- nelere alınganlık yaparsınız ?
- nelerden şüphelenirsiniz ?
-nelerden endişe duyarsınız ?
- nelerden mutluluk duyarsınız
- son bir senedir seyrettiğiniz filimler
-son bir senedir okuduğunuz kitaplar
- dinlediğiniz müzik türleri ve beğendiğiniz sanatçılar
- hobileriniz
-fobileriniz
- sinema - tiyatro - konser . en çok hangisi . en beğendiğiniz sanatçılar
-televizyon hangi kanal , hangi programlar
-gazete - hangi yazarlar .
-en sevdiğiniz yemekler
-en sevdiğiniz içkiler
- en sevdiğiniz ülkeler
-en sevdiğiniz renkler
-sabahları enerjikmi uyanırsınız yoksa sürünerekmi ?
-tatilde hangi ortam sizi mutlu eder ( denizmi- doğamı - keşifmi - eğlencemi - kumarmı - adrenalin yükselten sporlarmı )
- düzenli spor yaparmısınız
- hayvan severmisiniz
aklınıza gelen başka soru varsa sizde yazın , bu satte benden bu kadar.
cv sisteminde en azından temel özellikler hakkında bilgi sahibi olabilirsin .
tamam herseyin mükemmel olupta sonradan biten binlerce beraberlikler var , ama en azından ilk başta bu cv ler alınır , verilir , uyuşma oranına bakılır ilişkiye yeşil ışık yanar , yani bu ilişki seni nereye kadar götürür görebilirsin , nerelerde ne kadar ortak alanlar var görebilirsin.
haaa bak bu arada cv deki temel özellikler tepe taklakta olabilir , bu aşk çok acaip şeylerde yaptırır insana , derler ya rezil de eder , vezirde eder , aşkın neler yaptıracağı bellimi olur.
neyse bir cv istemeninde ayıbı olmamalı bence .
cv de neler sorardım
-ilk acil ve en önemli soru burcunuz ne ?
- eğitim durumunuz ne .
- aile hakkında kısa bilgi. anne ve baba ne yaparlar .
-sizi bugüne kadar en çok ne güldürdü ?
- sizi bugüne kadar en çok ne sinirlendirdi ?
- sizi bugüne kadar en çok ne üzdü ?
- nelere alınganlık yaparsınız ?
- nelerden şüphelenirsiniz ?
-nelerden endişe duyarsınız ?
- nelerden mutluluk duyarsınız
- son bir senedir seyrettiğiniz filimler
-son bir senedir okuduğunuz kitaplar
- dinlediğiniz müzik türleri ve beğendiğiniz sanatçılar
- hobileriniz
-fobileriniz
- sinema - tiyatro - konser . en çok hangisi . en beğendiğiniz sanatçılar
-televizyon hangi kanal , hangi programlar
-gazete - hangi yazarlar .
-en sevdiğiniz yemekler
-en sevdiğiniz içkiler
- en sevdiğiniz ülkeler
-en sevdiğiniz renkler
-sabahları enerjikmi uyanırsınız yoksa sürünerekmi ?
-tatilde hangi ortam sizi mutlu eder ( denizmi- doğamı - keşifmi - eğlencemi - kumarmı - adrenalin yükselten sporlarmı )
- düzenli spor yaparmısınız
- hayvan severmisiniz
aklınıza gelen başka soru varsa sizde yazın , bu satte benden bu kadar.
TOPLUMSALMI YOKSA BİREYSELMİ YAŞAYACAĞIZ. SD
Toplumsalmı yoksa bıreyselmı yasayacagız
Bugun aksam saat 21.00 cıvarlaırında buyuk bır alısverıs merkezının onunden o yerin adını taşıyan taksı ıle evıme gelmek ıcın yola cıktım .
Bıner bınmezde rıca ettım ,suratten korkarım aman orta serıtten gıdelım acelemız yok dedım .
Senmısın bunu dıyen vay vay vay
Efendım taxı soforunun ısıne karısılmazmıs . 25 senelık sofore benmı ıs ogretecekmısım ,eger o yavas gıderse kaza yaparmıs , ben kazamı yapmasını ıstermısım ?
Bende benım dedıgımı yapması gerektıgını cunkı musterı velınımettır sozunu hatırlattım .
Bu sefer de gızlı kompleksı ortaya cıktı
" Ne demek ıstıyorsun sen , ben soforum ben garıbanım dıye ben senın her dedıgını yapmak zorundamıyım ? Sen ne demek ıstıyorsun ! ! ! paran ile benimi eziyorsun ? ben konuşmayacakmıyım ? vıdı vıdı vıdı .......
Hemen sustum
Nasıl susmam
Can guvenlıgım rıske gırdı , yuregım pır pır , eşimi aradım inglizce ona durumu anlattım.
Adam bır tuhaf konusuyor bır tuhaf bakıyor ! !
Sustummmmm
Taaaa kııı evın onune geldım , ohhhh rahatladım dünya varmış , kendimi site güvenliğine emanet ettim ve de plakasını yazdım .bana bır kafa tuttu neden plakayı yazmısım ?
Eeeee ben artık eve geldım , ayaklarım yere bastı , guvendeyım sımdı artık gönlümce cevap verebılırım .
Plakanı aldım cunkı senı sıkayet edıcem .
Sen benı sıkayet edemezsssın dıye bagırmaya basladı
sanamı sorucam şikayet edip etmeyeceğimi dedim
bu sefer tam çıldırdı
burda kavga var yetısın dıye polıs cagırdı
En en dahası benı tehdıt edıp gıttı
Eger ben onu duragına sıkayet edersem ekmegı ıle oynarsam nasıl olsa evımıde ogrenmıs , bana dunyayı dar edecekmıs .
Adam cıddı cıddı tehdıt edıyor .
Adamın bakışlarıda , davranışlarıda bozuk
akşam karanlığında taxiye binerken şöförün yüzünü ne kadar görebilirim
talihsizlik işte bu adama denk geldik
sımdı ben ne yapmalıyım
adamı sıkayet etsem durak anında ısıne son verır dıye dusunuyorum , bu sefer adamı basıma bela alacagım .
Besbellıkı adamın ruh saglıgı bozuk .
Akıllı insandan korkmam ama bunun gibilerden nasıl korkmazssın
korkmamak cahillik olur.
peki bu adam nasıl ticari taxi kullanıyor , psikolojik testlerden nasıl geçmiş anlamadım .
birinci kararım " boşver şikayet etme başına bela alma "
iyi de ; sıkayet etmesem bırgun mutlaka bırının canı yanacak .
Asagı tukurdum sakal yukarı tukurdum bıyık .
Pekı ne olacak
Bıreysel dusunursem susabılırım .bana dokunmayan yılan bın yıl yasasın
Toplumsal dusunursem yılanın yılanlıgını saklamak nasıl bır vıcdandır .
Kendımmı
Toplummu
Karar cok zor bır karar .
Bızler bu kadar zor durumda bırakılmasakta , taxı soforlugu yapmak bu kadar kolay olmasa , bunlara hava yolları personelıne uygulanan saglık sartları uygulansa bızde derın bır ohhh cekerız .
Bence taxı soforlugu gorevı cok buyuk sorumluluk tasıyor .avruıpa gıbı egıtımden gecmelıler ,dıploma almalılar .6 ayda birde psikolojik teste girmeliler , hele hergün bu trafikte akıllı adam deli olur , onlar ne oluyor ?
Neyse bugunde boyle bır heyecan yasadım
Allah herkesın karsısına adam gıbı adam taxı soforlerı cıkarsın .
Ben daha karar veremedim.
şikayet edecekmiyim ? etmeyecekmiyim ?
huzurum kaçmasınmı ? başkaları yanmasınmı ?
Bugun aksam saat 21.00 cıvarlaırında buyuk bır alısverıs merkezının onunden o yerin adını taşıyan taksı ıle evıme gelmek ıcın yola cıktım .
Bıner bınmezde rıca ettım ,suratten korkarım aman orta serıtten gıdelım acelemız yok dedım .
Senmısın bunu dıyen vay vay vay
Efendım taxı soforunun ısıne karısılmazmıs . 25 senelık sofore benmı ıs ogretecekmısım ,eger o yavas gıderse kaza yaparmıs , ben kazamı yapmasını ıstermısım ?
Bende benım dedıgımı yapması gerektıgını cunkı musterı velınımettır sozunu hatırlattım .
Bu sefer de gızlı kompleksı ortaya cıktı
" Ne demek ıstıyorsun sen , ben soforum ben garıbanım dıye ben senın her dedıgını yapmak zorundamıyım ? Sen ne demek ıstıyorsun ! ! ! paran ile benimi eziyorsun ? ben konuşmayacakmıyım ? vıdı vıdı vıdı .......
Hemen sustum
Nasıl susmam
Can guvenlıgım rıske gırdı , yuregım pır pır , eşimi aradım inglizce ona durumu anlattım.
Adam bır tuhaf konusuyor bır tuhaf bakıyor ! !
Sustummmmm
Taaaa kııı evın onune geldım , ohhhh rahatladım dünya varmış , kendimi site güvenliğine emanet ettim ve de plakasını yazdım .bana bır kafa tuttu neden plakayı yazmısım ?
Eeeee ben artık eve geldım , ayaklarım yere bastı , guvendeyım sımdı artık gönlümce cevap verebılırım .
Plakanı aldım cunkı senı sıkayet edıcem .
Sen benı sıkayet edemezsssın dıye bagırmaya basladı
sanamı sorucam şikayet edip etmeyeceğimi dedim
bu sefer tam çıldırdı
burda kavga var yetısın dıye polıs cagırdı
En en dahası benı tehdıt edıp gıttı
Eger ben onu duragına sıkayet edersem ekmegı ıle oynarsam nasıl olsa evımıde ogrenmıs , bana dunyayı dar edecekmıs .
Adam cıddı cıddı tehdıt edıyor .
Adamın bakışlarıda , davranışlarıda bozuk
akşam karanlığında taxiye binerken şöförün yüzünü ne kadar görebilirim
talihsizlik işte bu adama denk geldik
sımdı ben ne yapmalıyım
adamı sıkayet etsem durak anında ısıne son verır dıye dusunuyorum , bu sefer adamı basıma bela alacagım .
Besbellıkı adamın ruh saglıgı bozuk .
Akıllı insandan korkmam ama bunun gibilerden nasıl korkmazssın
korkmamak cahillik olur.
peki bu adam nasıl ticari taxi kullanıyor , psikolojik testlerden nasıl geçmiş anlamadım .
birinci kararım " boşver şikayet etme başına bela alma "
iyi de ; sıkayet etmesem bırgun mutlaka bırının canı yanacak .
Asagı tukurdum sakal yukarı tukurdum bıyık .
Pekı ne olacak
Bıreysel dusunursem susabılırım .bana dokunmayan yılan bın yıl yasasın
Toplumsal dusunursem yılanın yılanlıgını saklamak nasıl bır vıcdandır .
Kendımmı
Toplummu
Karar cok zor bır karar .
Bızler bu kadar zor durumda bırakılmasakta , taxı soforlugu yapmak bu kadar kolay olmasa , bunlara hava yolları personelıne uygulanan saglık sartları uygulansa bızde derın bır ohhh cekerız .
Bence taxı soforlugu gorevı cok buyuk sorumluluk tasıyor .avruıpa gıbı egıtımden gecmelıler ,dıploma almalılar .6 ayda birde psikolojik teste girmeliler , hele hergün bu trafikte akıllı adam deli olur , onlar ne oluyor ?
Neyse bugunde boyle bır heyecan yasadım
Allah herkesın karsısına adam gıbı adam taxı soforlerı cıkarsın .
Ben daha karar veremedim.
şikayet edecekmiyim ? etmeyecekmiyim ?
huzurum kaçmasınmı ? başkaları yanmasınmı ?
6 Şubat 2011 Pazar
HERKES KENDİ SINIFINDA OLMALI
Hayatta ailemizin haricinde, kendimizce sonradan edindiğimiz , onlarıda kendi hayatlarımızda 2. ailemiz olarak kabul ettiklerimiz vardır.
mesela ;
taa... okul yıllarında başlayan arkadaşlıklarımız , yada ; aynı apartmanda 30 yıl yaşamış komşularımız , yada hayatın herhangi bir bölümünde çarpışmış , kaynaşmış , o kaynaşma bu kaynaşma yıllar yılı aralıksız devam etmiş nice dostluklarla kurduğumuz 2. aile yerine koyduklarımız vardır.
onlara o kadar güvenirizki , gerçek anne babamız neyse onlar da aynıdır , gerçek kardeşlerimiz neyse onlarda aynıdır , çünki biz onları ailemiz gibi benimsemişizdir.
onlarada ailemiz gibi inanıp , güvenmişizdir. hatta bazen o kadar ileriye giderizki , derizki "Allah korusun anneme yada babama birşey olsa iyiki hayatımda varlar "
işte böyle birşey yok - MUŞ ! ! bende yeni öğrendim .
bu hayat genç yaşlı demiyor , her adımda yeni şeyler öğretiyor , tabii öğrenmesini bilene ....
" hiç kimse öz aileniz gibi değildir olamaz "
herkesi sınıfına göre ayırmayı bilmek lazım.
arkadaş arkadaştır. kardeşim gibi denilmez
yoksa bir gün ,
gerçeklerle karşılaştığınızda " nasıl yapar kardeş gibiydik " dersiniz.
komşunuz ayşe hanım ,ayşe hanım olarak kalsın. " annem gibidir " demeyin.
komşunuz ahmet bey ,ahmet bey olarak kalsın " babam gibidir " demeyin.
herkesi sınıfına göre ayırır , yüreğinizde ona uygun yer açarsanız
hayat sizi şaşırtamaz da , üzemezde .
aile olmanın verdiği garantili " BAĞLARI " hiç kimse veremez.
aile demek ; sizi her halinizle kabul edendir.
aile demek ; sizi her halinizle affedebilendir .
siz çocuğu kabahat yaptı diye terkeden anne baba gördünüzmü ?
ben diyorumki ;
istediğinizi , istediğiniz kadar çok sevin
istediğinize, istediğiniz kadar çok inanın
istediğinize , istediğiniz kadar çok güvenin
ammaaaaa
herkesi kendi sınıfına koyun
şaşırmamak için
üzülmemek için
23 Ocak 2011 Pazar
Kafedeyim.
Su Blackberry denilen alete bayılıyorum. Benim o anki duygularımı kağıda dökme fırsatı verdiği için bu aleti acaip çok seviyorum. Yine çıkardım çantadan , başladım yazmaya...
Hem yazıyorum hem etrafa bakıyorum , hani anında görüntü derler var , bu da işte anında yazı.
Garsonlardan başlayalım; Genelde her yerde oldugu gıbı burada da durum aynı , kendilerıne ıhtıyacı olan musterılerı bır kerede ne gorebılıyorlar nede duyabılıyorlar cunkı garsonlar genelde ya kendı aralarında konusuyorlar ya da bos gozlerle bos yerlere bakıyorlar , eller uc bes kez havalanmadan yakalanacak garson genelde yok. Ben bugüne kadar beni tek kerede görebilmiş garson ile hiç karsılasmadım.
Zaten karsılastığım gün onun 6 gözümü var diye kafasını kontrol edeceğim :))
Aman Tanrım en berbat olanıda bacak arasını kasıyan bır garson. Ben bu adamın elinden ne içerim nede yerim. Bu kasıntı isi heryerde olabiliyor , hatta benım fabrıkamda da boyleydı baktım dayanamadım sonunda talımat cıkardım,
"kasınmak yasak" .
Kasıntısı olan vısıteye cıkar doktora gıder . Ogun bugun bizde kaşınan olmadı . Sükürler olsun, buproblemi aştık.
"kasınmak yasak" .
Kasıntısı olan vısıteye cıkar doktora gıder . Ogun bugun bizde kaşınan olmadı . Sükürler olsun, buproblemi aştık.
Derken benim arkadaslar geç kaldı , 4 kişilik masada oturuyorum . Yoğunluk var . garsonlar evvela tek tek geldi. Başka gelecek varmı diye soruyorlar evet 3 kişi gelecek diyorum. hay aksilik bizimkiler halen ortada yoklar , bende masada boş durmamak için ha bire sipariş veriyorum , çay , cafe-latte , Türk kahvesi arka arkaya ilk defa içtim , kalbimin ritminin bozulduğunu hissediyorum , yinede devam diyorum meyva tabağı istiyorum , kukiler istiyorum , artık midem bulanmaya başladı , nafile ben bu garsonlara yaranamadım sanki topraklarını işgal etmişim gibi 4 kişilik masadayım diye, o derin bakışlarıyla ,bana müşteri muamelesi değil işgalci muamelesi yapmaya başladılarki derin bir ohhh çektim arkadaşlarım göründü. 4 kişilk masayı tek kişi olarak sadece 40 dakika işgal ettim. velevki gelmeselerdi bile masanın hakkı 4 kişiye uygun olarak 40 dakika sürede çoktan verilmişti.
Sandalyelerin boş durması onları niye rahatsız etti ?
Sandalyelerin boş durması onları niye rahatsız etti ?
Hesap kitap bilmedikleri içinmi ?
Uzerinde insan görmek istedikleri içinmi ?
Bu hata onların suçumu ?
yoksa
Bu onlara bunları öğretmeyenlerin suçumu ?
20 Ocak 2011 Perşembe
NEFRET ETTİĞİM KELİMELER
herkesin nefret ettiği kelimeler varmıdır yoksa bu durum sadece bendemidir bilmiyorum.
gerek yöneticilik hayatımda gerek sosyal hayatımda sık sık karşılaştığım bu kelimelerden nefret ettiğim gibi duyduğum an dengelerim alt üst oluyor .
1) SANDIMKİ
ya ne olur sanmasanız da sorsanız bu kadar hatayı yapmasanız. ahhh...ahhhh .... bu sizin sanmalarınızdan başımıza gelmedik kalmadı.
san-dım-ki ! ! sanmayın , onun yerine sorun.
sanmalar hata , sormalar doğruya götürür .
ne olur sizde sananlardan değil soranlardan olun sorunsuz olun .
2) KASTİMİ YAPTIK
zarar vermek zarar vermektir. senin kastimi yoksa kasitsizmi yaptığın değil verdiğin zarar ilgilendirir.
3) UNUTTUM
unutkanlıklar için para cezası olsaydı unutmak bu kadar kolay olurmuydu ? koskocaman hayır.
4) BAZI ( saklama,sakınma,gizleme kelimeleridir )
yakın arkadaş olduklarına inananların , bu kelimeyi kullanmaları,aslında onların ne kadarda uzak bir o kadar da samimiyetsiz olduklarının ispatıdır.
" bugün bazı işlerim var " " bazı arkadaşlarım ile buluşacağım " " bazı müşterileri ziyaret edeceğim"
ya yakın arkadaş ol , ya uzak ol. ortada kalma düşersin.
gerek yöneticilik hayatımda gerek sosyal hayatımda sık sık karşılaştığım bu kelimelerden nefret ettiğim gibi duyduğum an dengelerim alt üst oluyor .
1) SANDIMKİ
ya ne olur sanmasanız da sorsanız bu kadar hatayı yapmasanız. ahhh...ahhhh .... bu sizin sanmalarınızdan başımıza gelmedik kalmadı.
san-dım-ki ! ! sanmayın , onun yerine sorun.
sanmalar hata , sormalar doğruya götürür .
ne olur sizde sananlardan değil soranlardan olun sorunsuz olun .
2) KASTİMİ YAPTIK
zarar vermek zarar vermektir. senin kastimi yoksa kasitsizmi yaptığın değil verdiğin zarar ilgilendirir.
3) UNUTTUM
unutkanlıklar için para cezası olsaydı unutmak bu kadar kolay olurmuydu ? koskocaman hayır.
4) BAZI ( saklama,sakınma,gizleme kelimeleridir )
yakın arkadaş olduklarına inananların , bu kelimeyi kullanmaları,aslında onların ne kadarda uzak bir o kadar da samimiyetsiz olduklarının ispatıdır.
" bugün bazı işlerim var " " bazı arkadaşlarım ile buluşacağım " " bazı müşterileri ziyaret edeceğim"
ya yakın arkadaş ol , ya uzak ol. ortada kalma düşersin.
GENÇLERE YENİ YIL MESAJLARIM
- SAĞLIĞINIZA DİKKAT EDİN , SAĞLIĞINIZA YARARLI OLAN HERŞEYE YAKIN , ZARARLILARA UZAK DURUN.
- HAYATINIZDAKİ HEDEFLERİNİZİN OKLARINI ATIN. ONLARA DOĞRU YORULMADAN YILMADAN YÜRÜYÜN.
UNUTMAYINKİ BİR DÖVÜŞ RİNGİNDESİNİZ DÜŞÜNCE EN GEÇ 8 DE AYAĞA KALKIN . KALKINCA DA KENDİNİZİ ALKIŞLAYIN.
EN HAKİKİ ALKIŞ SİZİN ALKIŞTIR.
- ETRAFINIZDA Kİ HERKESİN SİZİ SEVMESİNİ İSTEYEMEZSİNİZ , ANCAK NEFRET UYANDIRACAK DAVRANIŞLARDA BULUNMAYIN. UNUTMAYIN EN KIYMETLİ YATIRIM İNSANA YAPILAN YATIRIMDIR.
- FİKİRLERİNİZİ BEYAN EDİN AMA UKALA OLMAYIN . DAİMA DİNLEMEYE , ÖĞRENMEYE AÇIK OLUN.
-HER NE MESLEKTE OLURSA OLSUN ; BAŞARILI VE ÜNLÜ İNSANLARDAN ÖRNEK ALIN. . BAŞARILI OLAMAMIŞ BUNUDA ŞANSA BAĞLAMIŞ İNSANLAR SİZE ÖRNEK TEŞKİL ETMESİN.
- BAŞARILARINIZI DUYDUĞUNDA GÖZLERİNİN İÇİ GÜLEN SİZİN SEVENİNİZDİR . YANAKLARI VE KULAKLARI KIZARAN , KAŞLARI KALKAN SİZİ KISKANANDIR . BAŞARI İÇİN BUNLARIN İKİSİDE SİZİ BESLEYENLERDİR. İKİSİ İLE DE İYİ İLİŞKİLERDE OLUN.
- BEYNİNİZİ VE BEDENİNİZİ EŞİT ORANDA ÇALIŞTIRIN . İKİSİNDEN BİRİ TEK BAŞINA BİR HİÇTİR.
- VEFALI - MERHAMETLİ - ÇALIŞKAN İNSANLARA SAHİP OLUN. EN BÜYÜK ZENGİN SİZSİNİZ.
- KENDİNE ÖNEM VERMEYEN KİŞİLERİN SİZİ DE ÖNEMSEMEDİĞİNDEN VEDE ÖNEMSEMEYECEĞİNDEN EMİN OLUN.
- İLİŞKİLERİNİZDE KARŞINIZDAKİ KİŞİYE KENDİ LİSANINIZ İLE DEĞİL , KARŞINIZDAKİ KİŞİNİN LİSANINA UYGUN LİSAN İLE HİTAP EDİN. AKSİ TAKDİRDE ANLAŞMA SAĞLAYAMAZSSINIZ.
SEMA VOLKAN .
19 Ocak 2011 Çarşamba
BEN GS BAŞKANI OLSAYDIM.
sıkı bir GS li olarak bende iki satır yazmak istedim. blog benim değilmi istediğimi yazarım.
ohhh şu blog işini çıkaran cennette yatsın , bende gazetecilik ruhumu buralarda tatmin ediyorum.
hiç iddiam yok , eyvah yazılarım okunmaz ise patron beni işten atarmı diye korkumda yok ,
ahh blog tutsada bol reklam alsam diye ticari beklentimde yok ,
eeee .... benden keyifliside yok.
bu blog hayatıma fena girdi :)))
Adnan Polatı çok severim çokta takdir ederim. talihsiz olayda ne kadar üzüldüğünüde biliyoruz. amacım burada Adnan Polatı eleştirmek değildir .zaten ne haddime eleştirmek .
ben sadece düşündüm , kendime dedimki " sen başkan olsaydın ne yapardın. " haa bu arada ben maça gidemedim hastaydım , olup bitenleri ailemden vede basından takip edebildim.
ben kulübün başkanı olsaydım ;
1-) amigo tutardım , bizim için bu kadar emek veren Başbakanımız için özel karşılama tezahüratları yaptırırdım.
2-) altın anahtar yaptırırdım bunu Başbakanımıza teşekkürlerimizle sunardım.
3-) taraftarın nabzını Başbakan gelmeden yoklardım .Başbakan gelmeden 1-2 saat evvel bu stat için Başbakanımızın verdiği emekleri bir bir anlatırdım. ben bunları anlatırken , banada aynı tepkiler geldiyse , bu demektirki bunların devamıda gelecek ," olanlar olacakların teminatıdır " demişler .
gördüğüm bu manzara karşısında , Başbakan gelmeden bu tepkileri önlemeye çalışırdım.
benim düşündüklerimin hepsi bunlardan ibaret.
"dışardan gazel okumak kolay " demişler doğru.
işte bende okudum bir gazel.
ohhh şu blog işini çıkaran cennette yatsın , bende gazetecilik ruhumu buralarda tatmin ediyorum.
hiç iddiam yok , eyvah yazılarım okunmaz ise patron beni işten atarmı diye korkumda yok ,
ahh blog tutsada bol reklam alsam diye ticari beklentimde yok ,
eeee .... benden keyifliside yok.
bu blog hayatıma fena girdi :)))
Adnan Polatı çok severim çokta takdir ederim. talihsiz olayda ne kadar üzüldüğünüde biliyoruz. amacım burada Adnan Polatı eleştirmek değildir .zaten ne haddime eleştirmek .
ben sadece düşündüm , kendime dedimki " sen başkan olsaydın ne yapardın. " haa bu arada ben maça gidemedim hastaydım , olup bitenleri ailemden vede basından takip edebildim.
ben kulübün başkanı olsaydım ;
1-) amigo tutardım , bizim için bu kadar emek veren Başbakanımız için özel karşılama tezahüratları yaptırırdım.
2-) altın anahtar yaptırırdım bunu Başbakanımıza teşekkürlerimizle sunardım.
3-) taraftarın nabzını Başbakan gelmeden yoklardım .Başbakan gelmeden 1-2 saat evvel bu stat için Başbakanımızın verdiği emekleri bir bir anlatırdım. ben bunları anlatırken , banada aynı tepkiler geldiyse , bu demektirki bunların devamıda gelecek ," olanlar olacakların teminatıdır " demişler .
gördüğüm bu manzara karşısında , Başbakan gelmeden bu tepkileri önlemeye çalışırdım.
benim düşündüklerimin hepsi bunlardan ibaret.
"dışardan gazel okumak kolay " demişler doğru.
işte bende okudum bir gazel.
İs arıyorsunuz dıkkat edecegınız konular :
-Tam randevu saatınde orada olun . 5 dakıka bıle gecıkmeyın .
-kızlar kılık kıyafette ikoncangıllerden olmayın ,erkekler podyumda gıbı yurumeyın .
- sızı bır saat hatta daha fazla bıle bekletebılırler sakın off pufff demeyın . Bu kadar işsizlik varken dua edınkı sızı gorusmeye cagırdılar .
- luzumsuz konusmayın . Bekleyın soru gelsın cevap verın .çenesi düşük teşhisi konulursa bu işi baştan kaybettınız demektır .
- sakın cep telefonunuz calmasın . Pardon demenız artık cok gec ,sorumsuzlukla suclanıldınız bıle .
- burcunuz koç, başak , oğlak ,aslan ise , birde burçlara takıntılı iş yerine müracaat ettiyseniz çok şanslısınız baştan galibiyetle başladınız. siz fırsat bulduğunuzda iki laf arasında bu burcun insanı olduğunuzu ima edin.
- bekarsanız evlılıge sıcak bakmadıgınızı sızın ıcın karıyerın cok onemlı oldugunu bellı edın . Evlılık meraklısı oldugunuz anlasılırsa gecmıs olsun kaybettınız.
- yenı evlı ısenız "cocuk varmı" sorusuna karşı "yok zatende en az 5 yıl dusunmuyoruz "cevabını verın .
hıc bır işverene " hem cocuk yaparım hemde ısımı yaparım " sözünü yutturamazssınız.
-sızı sınırlendırecek soru geldıgınde aman dıkkat ! Testten gecıyorsunuz .testın adı " stresse dayanma " tebessumu elden bırakma ,saygıda kusur etme .
-maas rakamı belırtmeyın ,helekı aylık mecburı yasam ıhtıyacınızdan hıc soz etmeyın .Sız doğarken annenız bu ıs yerının sıze bakacağınamı soz vermıstı ?
- hemen ıse baslarmısınız sorusuna " en erken 2 hafta sonra cevabı verın ." İs Kurusu " olarak evde oturdugunuz anlasılmasın .
-gorusme bıttıgınde " ne zaman haber verırsınız " dıye soru sormayın,bu soru o ana kadar aldığınız yüksek puanları götürecektir.
Haydı hepınıze bol sans :))
18 Ocak 2011 Salı
UKTE MESLEĞİM
her ne kadar kendime ait şirketim olsada , mesleğimde çok başarılı olsamda , içimdeki gazetecilik uktesi hiç bitmeyecek ,hele köşe yazarlığı hayallerimi hep süsleyecek .
liseyi bitirdim. yaş 16 .
"anne ben gazeteci olmak istiyorum " dedim.
annem tuttu kolumdan cağaloğlu hürriyet binasına getirdi.
" yetkili birisi ile görüşmek istiyorum , çocuğum gazeteci olmak istiyorda " dedi.
yetkili geldi , adını hatırlamam mümkün değil , sakallı bir adamdı . beni şöyle taa ayaklarımdan tepeme kadar süzdü , " hımmmm demek gazeteci olmak istiyorsun " dedi.
şartlarını sıraladı :
- üniversite imtihanlarında gazetecilik okulunu kazanacaksın.
- kendine bir fotoğraf makinası alacaksın
- çektiğin fotoğrafların altına yazı yazacaksın.
sonra bana tekrar geleceksin.
hiç gidemedim.
- universiteyi kazanamadım
- babam memur maaşı ile o kalabalık ailemize mi bakacak , bana fotoğraf makinasımı alacak ? o da olmadı .
- böylece , benimde gazeteci olma hayallerim başlayamadan bitti.
şimdi 28 senelik yönetici kimliğim ile düşünüyorumda ;
o sakallı adam beni gazeteye alsaydı , getir , götür işlerinde çalıştırsaydı , çırak olsaydım , gözlerimdeki o ışığı görebilseydi kimbilir ne bıçkın bir gazeteci , yorumcu olabilirdim. olmayabilirdimde demiyorum dememde insan kendini bilir , içindeki var olanları bilir.
sakallı adamın bana en büyük faydası , kendi yöneticiliğim süresince benden iş isteyen bu işi yapmaya gönüllü , herkese bu şansı verdim. kimisi başarılı oldu kimisi olmadı .bu sayede edindiğim en büyük tecrübede ; kimseyi dış görüntüsüne göre değerlendirmemek oldu . bazı suratları görüp konuştuğumda içimden " bu bu işi beceremez " dedim. bazı suratları görüp konuştuğumda " ohh tam istediğim adam " dedim. bu tahminlerimde çok yanılmışlıklarımda oldu .
sakallı adam iyiki bana şans tanımadı , ben onun sayesinde binlerce genç insana şans tanıdım.
neyseki artık blogumda var , keyfime diyecek yok. :)
liseyi bitirdim. yaş 16 .
"anne ben gazeteci olmak istiyorum " dedim.
annem tuttu kolumdan cağaloğlu hürriyet binasına getirdi.
" yetkili birisi ile görüşmek istiyorum , çocuğum gazeteci olmak istiyorda " dedi.
yetkili geldi , adını hatırlamam mümkün değil , sakallı bir adamdı . beni şöyle taa ayaklarımdan tepeme kadar süzdü , " hımmmm demek gazeteci olmak istiyorsun " dedi.
şartlarını sıraladı :
- üniversite imtihanlarında gazetecilik okulunu kazanacaksın.
- kendine bir fotoğraf makinası alacaksın
- çektiğin fotoğrafların altına yazı yazacaksın.
sonra bana tekrar geleceksin.
hiç gidemedim.
- universiteyi kazanamadım
- babam memur maaşı ile o kalabalık ailemize mi bakacak , bana fotoğraf makinasımı alacak ? o da olmadı .
- böylece , benimde gazeteci olma hayallerim başlayamadan bitti.
şimdi 28 senelik yönetici kimliğim ile düşünüyorumda ;
o sakallı adam beni gazeteye alsaydı , getir , götür işlerinde çalıştırsaydı , çırak olsaydım , gözlerimdeki o ışığı görebilseydi kimbilir ne bıçkın bir gazeteci , yorumcu olabilirdim. olmayabilirdimde demiyorum dememde insan kendini bilir , içindeki var olanları bilir.
sakallı adamın bana en büyük faydası , kendi yöneticiliğim süresince benden iş isteyen bu işi yapmaya gönüllü , herkese bu şansı verdim. kimisi başarılı oldu kimisi olmadı .bu sayede edindiğim en büyük tecrübede ; kimseyi dış görüntüsüne göre değerlendirmemek oldu . bazı suratları görüp konuştuğumda içimden " bu bu işi beceremez " dedim. bazı suratları görüp konuştuğumda " ohh tam istediğim adam " dedim. bu tahminlerimde çok yanılmışlıklarımda oldu .
sakallı adam iyiki bana şans tanımadı , ben onun sayesinde binlerce genç insana şans tanıdım.
neyseki artık blogumda var , keyfime diyecek yok. :)
IYI PATRON OLMANIN 10 ALTIN KURALI
- istediği maaşı vereceksiniz. " çünki firmanın o güne kadar kazanamadığını kazandıracak "
- sabah geç kaldıklarında hesap sorulmayacak . "malum istanbul , sabah trafik var ne yapsınlar uçamazlarya"
- akşam erken çıkabilirler " işleri bitmiş , demekki çok akıllılar hemen bitiriveriyorlar "
- cep telefonu titreşimde olacak . vızıltı duyduğu an alo diyecek ." genelde evde sağlık sorunu olan birileri vardır "
- sigara içmek serbest olacak ." serbest olursa verimlilikler artacak "
-internette chat yapmak işten atılma nedeni sayılmayacak .
- hata yaptıklarında , hata oranı ne olursa olsun şevkatle yaklaşacaksınız .asla kızmayacaksınız.
demoralize olurlarsa işe faydalı olamayacaklardır.
-çalısma ortamlarında hafıf muzık calacak onlarda ara sıra mırr mırr hımm hımm mırıldanacakalr . Bu onların ıs yerlerıne kosa kosa gelmelerı ıcın cok onemlıdır.
-musterı sıkayetlerınde musterı daıma haksızdır ılkesı kabul edılecektır . calısan en dogru seklı ıle ısını yapmıstır karsı taraf bunu mutlaka anlayamamıstır .
-ocak ayı zam ayı . Sırket o yıl zarar etsede , hatta ayakta durmakta gucluk ceksede bu calısana asla aksettırılmeyecektır .
-zamlar beklenen oranda yapılacaktır .
- sabah geç kaldıklarında hesap sorulmayacak . "malum istanbul , sabah trafik var ne yapsınlar uçamazlarya"
- akşam erken çıkabilirler " işleri bitmiş , demekki çok akıllılar hemen bitiriveriyorlar "
- cep telefonu titreşimde olacak . vızıltı duyduğu an alo diyecek ." genelde evde sağlık sorunu olan birileri vardır "
- sigara içmek serbest olacak ." serbest olursa verimlilikler artacak "
-internette chat yapmak işten atılma nedeni sayılmayacak .
- hata yaptıklarında , hata oranı ne olursa olsun şevkatle yaklaşacaksınız .asla kızmayacaksınız.
demoralize olurlarsa işe faydalı olamayacaklardır.
-çalısma ortamlarında hafıf muzık calacak onlarda ara sıra mırr mırr hımm hımm mırıldanacakalr . Bu onların ıs yerlerıne kosa kosa gelmelerı ıcın cok onemlıdır.
-musterı sıkayetlerınde musterı daıma haksızdır ılkesı kabul edılecektır . calısan en dogru seklı ıle ısını yapmıstır karsı taraf bunu mutlaka anlayamamıstır .
-ocak ayı zam ayı . Sırket o yıl zarar etsede , hatta ayakta durmakta gucluk ceksede bu calısana asla aksettırılmeyecektır .
-zamlar beklenen oranda yapılacaktır .
KADINLAR İKİYE AYRILIR
KADINLAR İKİYE AYRILIR.
- sanayi tipi kadınlar
- ev tipi kadınlar
SANAYİ TİPİ KADINLARIN ÖZELLİKLERİ :
-genelde kendi ekonomik özgürlükleri vardır.
-lider ruhu taşırlar
- beceremeyecekleri bir iş yok gibidir.
- yüksek sesle konuşurlar
- hızlı düşünürler
-hızlı karar verirler
- hızlı hareket ederler
-hızla sonuca ulaşırlar
- demokratlıktan çok diktatör karakterlerdir.
-hiperaktiftirler
-mükemmelliyetçidirler.
-" unuttum , yoruldum, pişmanım , hastayım, mümkün değil , " kelimelerini kullanmaktan hiç hoşlanmazlar .
- sabit bir noktada uzun süre duramazlar
- rakipleri kendileridir.
- hoşgörüleri sınırlıdır.
- genelde zayıflardır.
- herkesle anlaşamazlar , arkadaş çevreleri çok kısıtlıdır. ilk intibalarında " antipatik " görünümdedirler .
EV TİPİ KADINLARIN ÖZELLİKLERİ :
- genelde ev hanımıdırlar .
- çalışma hayatları yoktur.
- sakin ve sessizdirler .
- kararlarını vermeden evvel birçok kişiye danışırlar .
-demokrat karakterlidirler
- herkesle uyum içindedirler . ilk tanışmalarda sempati kazanırlar .
- lider ruh taşımazlar.
- hoşgörülüdürler
- genelde kiloludurlar
- yüz ifadeleri tebessümlüdür.
- sanayi tipi kadınlar
- ev tipi kadınlar
SANAYİ TİPİ KADINLARIN ÖZELLİKLERİ :
-genelde kendi ekonomik özgürlükleri vardır.
-lider ruhu taşırlar
- beceremeyecekleri bir iş yok gibidir.
- yüksek sesle konuşurlar
- hızlı düşünürler
-hızlı karar verirler
- hızlı hareket ederler
-hızla sonuca ulaşırlar
- demokratlıktan çok diktatör karakterlerdir.
-hiperaktiftirler
-mükemmelliyetçidirler.
-" unuttum , yoruldum, pişmanım , hastayım, mümkün değil , " kelimelerini kullanmaktan hiç hoşlanmazlar .
- sabit bir noktada uzun süre duramazlar
- rakipleri kendileridir.
- hoşgörüleri sınırlıdır.
- genelde zayıflardır.
- herkesle anlaşamazlar , arkadaş çevreleri çok kısıtlıdır. ilk intibalarında " antipatik " görünümdedirler .
EV TİPİ KADINLARIN ÖZELLİKLERİ :
- çalışma hayatları yoktur.
- sakin ve sessizdirler .
- kararlarını vermeden evvel birçok kişiye danışırlar .
-demokrat karakterlidirler
- herkesle uyum içindedirler . ilk tanışmalarda sempati kazanırlar .
- lider ruh taşımazlar.
- hoşgörülüdürler
- genelde kiloludurlar
- yüz ifadeleri tebessümlüdür.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)